16 Temmuz 2017 Pazar

NE EKERSEN ONU BİÇERSİN



                               


Ergun _ Bu Hayatta Kendi Kendinin Sigortası Olacaksın.                   KKS


                             
           İnsanların sevgisini itibarını kazanmak için onun hakkında güzel şeyler söylenmesi için cömertçe mal varlığını harcıyordu. Davetlere katılıyor bol bol hediyelerle karşı tarafı ihya ediyordu. Aynı zamanda fakirin düşkünün hastanın yanındaydı. Bazen de evlendirme dairesi gibi çalışıyordu.  Evde kalmış kızlara sahipsiz erkeklere. Herkes memnundu alan elde veren elde.
  Bu veren el olmayı  istemesi hep kendisine iyi insan desinler, yardıma koşar desinler diye kendisine bir Robin Hood modeli çizmişti.  Çevresinden çoğu zaman zenginden alıyor fakire de  veriyordu.  Gönül kırmadan kalpleri yormadan almayı da vermeyi de çok güzel beceriyordu.  Herkes onu seviyor sosyal bir insandı.
      Bir gün gönlünü ve maddi gelirini cömertçe sunduğu insanlara gönlünü ve gelirini kendi elinde olmayan nedenlerle kapattı. Başka dertler ve sorunlar içinde boğuşuyordu. Maddi geliri o sorunları çözmeye yetmiyor, dayanılmaz şekilde hem maddi hem de manevi darlık çekiyordu.  Adeta yaşamak için can çekişiyordu. 
          İki yıl üç yıl ayakta kalma mücadelesi verdi. Tek başına bu dostları ahbapları yedirdikleri içirdikleri elini uzatıp yardım ettiği hiç kimse yoktu çevresinde, yapayalnızdı. Kimseye de kırgın değildi. Hayata da küskün değildi.  Sıkı sıkıya sarıldı işine gücüne ayakta durma mücadelesi ile kendi kendine gaz verdi.  Tek başına olduğunu anladı. Kendi kendini motive etti. Cesaretini bir daha topladı. İşinin bütün dizginlerini eline aldı. Önünde koskoca bir dağ büyüklüğünde bir yük dolusu borç vardı. Kendine bir ödeme planı çıkarttı. Benim hayat çizelgem kendime güvenim benim önümün açık olduğunu gösteriyor diyordu. Hem de tek başına bu borcu takanlar çevresindeki dostlar hiç biri yoktu üstelik. Kırılgan yapısı hayata küskünlüğü ön plana çıkmamıştı. Kara bahtım kem talihim seni yeneceğim diyordu.  Pratik zekası çözümsüzlükleri çözme yeteneği, bir kapıyı kırk defa çalması, milim milim hareket sahasını genişletmesi onun başarısındandı.
         Üstelik bu onun ilk düşüşü değildi. Birkaç defa çevresindeki en yakın kişi (tek) ona onun hayatına birkaç kez çelme takmıştı. Her defasında tek başına ayağa kalkmayı başarmıştı.
       Yatırım yaptığı insanlar dostlar çevresindeki insanlar hiç biri yoktu yanında, oysa o ekimini de güzel yapmıştı sulamıştı gübrelemişti.  Tam meyve alacağı zaman hasat beklerken çevresindekiler yok olup gittiler.  Her insan meyvesini vermedi. İnsanlar çiğ süt emmişlerdi. Meyve büyür ve büyüteni unutur. 
         Bir gün bana lazım olur diye ekin ektiği insanların kapısına gitti. Hepsi malum bir yalanla kapılarını yüzlerine kapattılar. Olsa vermez miyim?
        Yine en büyük yatırım, kendine yaptığı yatırım onu ayağa kaldırdı.  ''Başarmalıyım ben başaracağım .'' Kara gün kararıp kalmaz ya ideali kazanmak başarmak sermayesi kendine duyduğu öz güven, başarma hırsı, pratik zekası ile verdiği hızlı kararları, hayata gülümsemesi sıkı pazarlıkçı olması, hayata sıkı sıkıya sarılıp darbeler karşısında pes etmeyip kendini olgunlaştırması, yenilemesi, yenilmemesi, küsmemesi hayata, kendini kendine sigortalaması.
        Kendimize ekim yapmak kendimizi donanımlı hale getirmek . Kazanmak için çevrenden dış faktörlerden hiç birinden fayda yok. Tek geldik tek gideceğiz. Bu herkesin kendi yükü kazanç beraber olsa da bedel ödemesi kişiye özel. 
           


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder