21 Eylül 2017 Perşembe

GECECİLER VE BATIRIK


Öğleye kadar uyudu evin içinde sesleri fazla bularak uyandı. Hepsi de kalabalık gelmişler evin içine çökmüşler, çömelmişler, oturmuşlar onun işe gittiğini gece çalıştığını düşünmeyerek misafir gelmişler.         Uyurken konuştuklarını işitiyor duyamadıkları hakkında merakı uyanıyor  kavrulmuş tahinin kokusunu da duyarak ve koklayarak uyanıyor. Zamanı kestiremeden, onların da onun uykusunu çalıp çalmadığını bilmeden oysa o kişi de akşam işe gidecek.
       Böylece onlar batırığı yapıp edene kadar yataktan çıkmadı. Hazır olduğunda da birbirlerini çağırdıklarını duydu anladı hazır olduğunu sonra ona döndüler, onu çağırdılar. O da odadan çıkıp batırığa o kokuya doğru yürüdü. O kahvaltı bile etmemişti fakat herkes ondan önce de aç gibi batırığa saldırıyorlardı. Ah şu Karaman'ın kadınlarını anlayamazsınız batırığı gördüler mi dayanamazlar hemen saldırırlar.
        Her yörenin kendine has yemekleri vardır onu bilmiş onu sevmiş o tadı benimsemişlerdir, değiştiremezsin onların zevklerini o ağız tatlarını o damakta bıraktığı lezzeti. Eğer ki ''tahin yok gel kısır yapalım,'' de bir dene istersen ya azar işitirsin ya da suratlarını ekşiterek sana marketin yolunu gösterirler.
        Madem ki gece işe gidecekti misafirler erken kalkarlar her halde, hayır erken kalkmıyorlar yarın gündüz uyurmuş o zamana kadar tam yirmi saat uykusuz kalacak bu süre onlar için sorun değil. Onlara ne düşündüğünü hissettirtmek istermiş  gibi ''On yıldır çalışırım bir gün ev kadınlarının çalışan kızlarının uykularından çalmadıklarını görmedim.'' Der gibi bir bakış gönderdi.
         Nasıl kadınlarsınız ya tam yemek saatinde gelir yemek yemeden de gitmezsiniz. Bir kere ''Hoşgeldiniz'' desen iyi olur. Öyleyse onlarda ''Rahatsızlık mı verdik?'' ''Özür dileriz,'' desinler. Aynen böyle işte
        Annesi bir de ''Gir mutfağa yardım et,''diyor o kadar kaşık çatal arasında o kadar insan arasında ''Rabbim bendeki uykusuzluğu alsın da onlara versin.'' Uykusuz işe gitmek ister misin?
        Uyusam iyi olur ne fazla ne de az.
         ''Benden uykumu çalamazsınız.'' Hemen çay dolduralım ve içip gitmelerine yardımcı olalım.Hepsinin karnı tıka basa doydu gitseler iyi olur. Bence de iyi olur, bak sana hepsinin de keyfi yerinde, sizler gelmemiş olsaydınız ben uyuyor olacaktım benim uykumu çaldınız demek geçiyor içinden. Hiç kimsenin işine gelmiyor. ''İnsanlara saygım vardır ama bu ne saçmalık ya çalışanlara çalışan kızlara biraz daha ilgi, alaka, hürmet, saygı her ne ise gösterilmeli.'' Tek yol var kovmak, annesi  ''Ayıp olur,'' diyor ''Doğru olmaz,'' diyor. Onlar hiç oralı değiller. Bekleyelim belki çocuklar sıkılır gitmek isterlerse hemen  hiç esirgemeden lafı çevirmeden gevelemeden anne sen de ''Aman biraz daha otursaydınız demeden kaldır onları.'' Peki öyleyse sen de deki ''iyi edersiniz.'' Onlar da  kızmış gücenmiş bir hal ve tavır içine girerek çocuklar da uyudu zaten diyerek kalktılar. Zorla çağırmıyorduk kendileri geliyordu peki gelin öyleyse ama yarın bir gün gelin gün mü bitiyor.
     Hala o batırığın tahinin kokusunu duyar gibiyim o kokuyu duymak değil batırığı yapabildiğini bilmek hani arada bir canı ister ya insanın. Ama ben fabrikaya girdiğim günden beri o işi batırık işini grup arkadaşlarımla hallediyorum. Onlarla yemenin tadının daha güzel olduğunu biliyorum. Onlarla birlikte içine kattığımız şeyler katık yanında iyi giden şeyler. Ermenekliler şöyle yapardı bizim oralarda Mutlular böyle yaparlardı gördük her yörenin nasıl yaptığını biz hepimiz Karamanlıydık aynı yörenin çocukları. Çevresine bakan kendini görürdü kendi yöresinden fabrikada birbirinin bacakları onları birbirlerine götürürdü.
        Çevresine bakındı fabrikada işyerinde ayrık ayrık bacakları onu en çok sevdiği arkadaşının yanına götürdü bir diğeri de sürüklerken ayaklarını omuz omuza birbirlerinin boyunda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder