24 Temmuz 2017 Pazartesi

DUYGULARIN SONSUZLUĞU

    Farklı duyguların kıpraşmalarıyla doluydu. İçini dolduruyor beden kabına sığmıyordu. Kimseye açılamadı anlatamadıkları ile şişirmişti bedenini bir patlasa alev alır bir patlasa ses getirir bir patlasa kendi dünyası yerinden oynar hemen fırlatıverir onu istediği istikamete. Bu duygular çıldırmış olmalı dediğimiz türden, kendisini kaptırmış duygularının seline dediğimiz türden, duyguların karmaşası ve kargaşası içinde dış dünyada görülen duyguların mozaik yapısı. Ben olsaydım keşke bu duyguların sahibi sahipsiz duygularıma inat sahiplenseydim, çıksaydım kabuğumdan bir daha ben olsaydım demeye gerek kalmadan. Kafa yormadan yapamadıklarıma içimdeki hislerime nedenlerime. Bir çıkmazın içindesin eline bir iğne verseler de patlatsan kendini. Bir kalem ucu belki patlatıverir seni. Bir kelime bir sözcük senin iğnen senin kalemin dışarıdan gelenlerle değil sen de olanı patlatıversen bedenini, çıkarsan dışarı güneşi gün yüzünü görse duyguların çiçek açsa yeşerse üzerine arılar, böcekler konup  kanatlılar kanatlarında sana dilek istek ve arzularını taşısa ve sana dönüşse tekrar birlik olsanız. Şems ve Mevlana gibi mesela ruhundaki kanatlarınla birlikte bütünlüğe doğru şekil görüntü görsel güzellik o kadar da önemli değil. Duygularımız var bizi anlatan güzellik katan şekilsiz biçimsiz hiçbir şeye benzemeyen varlıklar içinde. 
       Ayrıca kendi varlığımızı gösteren duruşumuz olsun mesela akışkanlığımız olsun kalemimiz dilimiz sustukça o konuşsun. Hayır. Bir kalem bir de duygularımız olsun. Satır başında beyaz bir sayfada açılalım ufkumuz geniş geniş beyaz bir sayfada engin duygularımızla tıpkı denizlere açılıyormuş gibi. Duygularımızın hırçınlığı dalgalarımız olsun, sakinliğin sessizliği durgun sularımız  olsun,umman okyanus dediğimiz kadar büyük olan ufkumuz olsun. Aşılamayan dibi bucağı belli olmayan sonsuza kadar giden duygularımız olsun,  umutlarımızın peşinde gelinlik kızlar gibi salınan bazen de nazlanan ama hiç kırılmadan, kırmasın kırılmasın, kırgınlık hassas duyguları çok incitir ağlatır. Kırgınlıklar olmasın.
        Bir akıntının bir girdabın içinde yada bir geçidin üstünde  kımıldamadan bekle dur şimdi, seni iten alçalıp yükselen duyguların içinde bazen de hafif bir boşlukta şahlanan fırlayıp  kabaran duyguların içinde şimdi dimdik durmaya çalış.
        Ve şükret hayata, bir bardak suyun tadına şükret,damak tadının aldığı lezzete güneşi gördüğün için şükret seni örten gecelerine şükret aydınlığa şükret ve zamana. Sana bu duygu düşünce ve yazı yazma kudretini veren Rabbine şükret.


  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder