21 Temmuz 2017 Cuma

BOŞANIYORLAR

     Oldubitti ile başlayan evliliklerde de yüklendikleri yaşam koşulları patlak verdiğinde boşanmalar başlıyor. Kabaran duygu patlamaları ortaya dökülen gözyaşları boş ve daima hedefi ıskalayan sözler sonra da akıllarını iyicene kaçırmış sağduyulu olamayan kadınlar ve erkekler. Verilen yanlış kararlar, doğru sorulara verilen yanlış cevaplar, boşanmanın adı bile geçmeden o kişiyi sırtından vuruyor. Yasalar yeni çıkan kanunlar, kadın hakları, nafaka, avukat ve mahkemeler kadına yönelik şiddet ve polisler. Yüksek sesle haksızı savunup haklıyı suçlayan toplumsal yanlışlıklar, herkesin bütün üçüncü şahısların görebildiği söyleyemediği yanlışlıklar. Aslında  her sorunun bir çözümü var. Her problemin bir değil birkaç yoldan çözülme yöntemleri var. Boşanan kadınlar boşanmak için ahkâm kesen kadınlar. Kadınların her öne sürdüğü sebep ve sözde neden de dayandıkları sırtları, evlerine polis çağırmak ve bir bahane ile eşlerini kapı dışarı bırakmak. Ne zaman dananın kuyruğu kopacak? Boşanmak illa ki mahkeme salonlarında değil beyinler de bitti mi o iş bitmiştir. Beyinler sessizleşiyor, kendilerini kontrol ediyorlar eşlerine karşı hiçbir sıcaklık, duygu kabartısı, aşk kırıntısı yok. Acı çekenler psikolojik yardım almak isteyenler derken kapılar hızla kapanıyor. Eşlerden bir tanesinin sesi daha yüksekçe çıkıyor. Bu ses bir bağışlanma bir fırsat daha istiyor, ''bütün kapılar kapanmasın.'' Acı ve ıstırabın dokunuşu ses tellerine yansımış sesi çatallaşmış kekeme gibi konuşuyor. Eşler vicdanlarının sesini dinlesin. Kalemlerin kağıtların yazdıklarını değil, komşu kadınların söylentilerini değil. Vicdanlarınızda doğru bir yol haritası çizin, iç sesinizi dinleyin, ikinci bir komut verene kadar olmak istediğiniz yapmak istediğiniz. Tekrar tekrar ruhunuzla konuşun. Hiçbir duygunun düşüncenin ayrılmasına izin vermeden. Daha önce neredeydiniz? İçinizdeki yargıç, hâkim, avukat ve polislere sorularınızı sorun bütün sorularınızı. Belki sen, duygularını açıklamakta çok cimri davranıyorsun bazı şeyleri kafana çok fazla takıyorsun bu seni bozuyor. Kişi iç dünyasında huzurlu ve mutlu değilse bu kişi bir başka kişi ile de aynı beden ve ruh ile nereye kadar gidebilir? Kendi iyiliğin için kötü bildiğin bütün girişleri kapat kendine inancın tam olsun girmelerine izin verme. Özellikle günaha yakın işlere bütün kapı ve pencerelerini kapat. Bu evliliğin yürümesine imkan yok, beyni fikir düşünce ve duyguların savaşı ile uğulduyor. Olumlu ve hayırlı olan fikirler bu beyinde barınamadı. Düşünce kalabalığı doğru yolu bulamıyor. Onun kopmasını dağılmasını sağlayan düşmanları saf saf yılan şeklinde yaklaşıyor. Onun doğru yolu bulmasına izin vermiyor. Boşanmak istemeyen kişinin donanımları çocuk, çevre, tek başına kalma, yeni farklı bir yaşam korkusu. Boşanmak isteyenin elinde de ekonomik güç iktidar, iğneleyici bir tavırla sessizce ve hızlıca bir çatı altında ikisi de yürüyor. Kuyruğunu kıstıran kadın gibi görünüyor olsa da ekonomik gücü elinde olan çalışan kadın daha yüksek sesle kocasına bağırıyor. Nasıl da söylüyor o sözcüğü, ağzından nasıl da daha güçlü ve kolay fışkırtıyor ‘’ Boşanacağım ulan senden!’’ Gözleri parlıyor kararlı bir bakışı var haklı mı? Boşananlar da haklılık veya haksızlık nereden bilinir? Kadın erkeği, erkek kadını suçluyor. Kötüler ve daha kötüler tekinler ve tekin olmayanlar. 
         Çalışan kadın kötü giden evliliğine katlanma zorunluluğunu reddediyor, beyaz gelinlikle çıkan kız beyaz kefenle geri dönmeyi reddediyor pekala o kadın da kendi ayakları üzerinde durabilir müstakil bir hayat sürebilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder