2 Haziran 2018 Cumartesi

ÇÖPÜNÜ BURAYA AT MEHMET



           Almanya da bazı marka çöp kutularına ''Çöpünü buraya at Mehmet'' yazılmış. Bu yazıyı ilk gördüğümde ne kadar ağır bir itham diye hemen de irkilmiştim. Sonra o çöp kutusuna bir dakika gözlerimi dikip baktığımda ve kendi kendime sorduğumda ‘’Bu yazıyı sorguladığım da’’ acaba bu yazıyı neden yazmış olabilirler diye. Demek ki oradaki Türkler çöpleri çöp kutusuna atmıyordu. Almanlarda böyle bir yönteme başvurmuşlardı. Tıpkı Eskişehir Belediyesinin çevreyi kirletenlere esprili tepki göstermek amacıyla Porsuk Çayı kıyısına çekirdek çitleyen eşek heykelini banka oturtması gibi de bir şeydi bu. Peki biz Karamanlılar ne yapmalıydık? Akşamları İsmet Paşa Karaman Kalesi arası kordon boyu yapıp da çöpünü yerlere atanlara. Pikniğe gittikleri vakit etrafı rezil bir halde bırakanlara belki de iki metre ötesinde de çöp kutusu var. Ama o çöp kutusuna atmıyor. Burada genelleme yapmadan bazıları için ki bu söylemlerim ki onlar da kendilerini biliyor.
       Temiz bir çevre için şimdiden kendimizi alıştıralım ki ileride Beyazkent Mahallesinde seyir teraslarına gittiğimiz de orayı da İsmet Paşa Caddesine çevirmeyelim.

       Kısa bir not; Dünya da geri dönüşümde en başarılı ülkelerin başında Almanya geliyor. Almanya geri dönüşümde oldukça hassas çalışıp elde ettiği verim de oldukça yüksek.


1 Haziran 2018 Cuma

MECBUREN MECBUREN MECBURİYETTEN


         İş hayatı çetin ekmek aslanın ağzında, bu şehirde işe girmek çalışmak yaşamak alın teri ile para kazanmak çok zor.  Tam ben de çalışayım diyorum herkesin geldiği çalıştığı şu  fabrikalarda, bir yığın sorun, hiç hakkıyla çalışana emeğinin hakkını veren yok. Dürüst çalışırsın helal kazanayım dersin dürüst çalışan yok. Helal kazanayım evime helal ekmek götüreyim dersin helalı haramı düşünen yok. Sen terlersin başkaları senin sırtından geçinir.  Çok çalışana bir de enayi derler öküz gibi çalışıyor salak derler. Çok çalışan kazanmıyor aslında öyleyse niye sürünüyoruz niye sürtüyoruz bu yerlerde? İleri de mükafatı var da onun için. Mükafat derken ikramiye, yatlar, atlar da bekleme. Sabırla, sebatla çalışanlar için emeklilik. Gelecekte bir gün gelecek sigorta gibisi var mı? Kendinin sürdüremeyeceği götüremeyeceği yere kadar o götürüyor seni hastalıkta sağlıkta. Kendin yatırmaya kalk bakalım kaç gün yatırabilirsin? İşyerinde bazı haksızlıklara uğramış olabilirsin ama oradan emekli olunca herkes eşit alacak hak ettiğini alacak. Hiç de öyle olmuyor. Devlet baba sigortalıdan alıyor sigortasıza veriyor.
     Üstelik emeklilik yaşı çok geç çok uzun bir bekleyiş. Öyle görünüyor ki ölünce emeklilik. Bile bile öleceğin güne kadar bekletiyorlar sonra ''al sana emeklilik,'' diyorlar. Bütün bunlar bir  kefen parası için mi? Bütün gün çalış bütün gün o yolları git gel, köprüyü geçene dek ''ayıya dayı'' de bütün bunlar bir kefen parası için mi? Ödülümüz bir kefen parası.
        Sen çok yorulmuşsun duyguların bir hayli kabarmış,
        Bu gün evde kal istirahat et istersen yarın gidersin işe,
        Ama o evde kalmadı,
       ''Hayır, hayır ben iyiyim.'' Ama iyi değildi işte kim olsa anlardı. İşe gitmek istemeyip de gidenlerin durumunu. Her gün birilerine söylendiğini gün be gün zayıfladığını güçten düştüğünü. 
        Hepimiz gittik. O zorlu yaşam koşullarında hepimiz mücadele verdik.
        Ben tembel değilim ben de mücadele verebilirim, uzun süre ayakta kalabilirim geceleri uykusuz kalabilirim. Burada sorun iş değil yapılan haksızlıklar, yanlışlıklar insana değer verilmez buralarda beni rahatsız eden de bunlar fabrikaların hoşuma gitmeyen tarafı.  
      Biliyorum bana dayanabildiğin yere kadar dayan diyeceksin. Yine bana böyle bir iş bulduğun için şükret diyeceksin. İleride anlayacaksın ne demek istediğimi diyeceksin, gelecek de bir gün gelecek diyeceksin.
      Hiç memnun değilim hiç mutlu değilim, hiç.
      Sus annem duymasın içinde sakla bunları çünkü eve tek ekmek getiren sensin.
        Kendisi de biliyordu iş hayatının ne kadar çetin olduğunu,  
       Özel yemekler sofraya en son gelir bilirmisin bunu da?
       Zorlu mücadelenin sonunda yağmurdan sonra bereketli topraklarda hasat toplamak da var. Ben hiç hasat toplayanı görmedim hepsi yaşlılar.
        Yine de ben Allah'ın sevgili kuluyum yaş bana fazla vurmadı. Öyleyse sen de Rabbine olan sevgini göster. Ne yapayım? Şükret. Rabbinin sana verdiği sağlık ve sıhhat için yedirmeyi nasip ettiği için şükret.