Kızları fabrikaya getiren servis durdu. Kızlar işyerlerine geldi.Yaşlı çalışan kadınlar da geldi. Onlar da kendi evinin ocaklarını tüttürdükleri gibi burada da borularını öttürüyor. Birliktelikleri sağ
duyu motivasyon ve enerjik halleri o
kadar belirgin ki elleri de birbirlerinin ellerinde. Kapı önünde ara
sıra birbirleriyle vedalaşanlar oluyor. Arkadaşlarına ‘’İyi çalışmalar yarın
görüşürüz,’’ diyenler. Sonra işyerlerine girdikleri an tekrar o coşku neşe
başlıyor ne dırdır ne kavga sadece o bayrağı alma ve taşıma. Vardiyalar arası görev
değişimi yapılıyor. Bisküvinin ışığı her bir kızın üzerine vurmuş onları üst
katlara çıkaracak ışık, kuru kuru kızlar o kaldırım boyunca dizilen kızlar onlar
değil sanki her biri birer lamba, birer ışık bisküvi sanayisinin üzerinde
parlayan birer meşale. Her biri de evler için sokak için birer aydınlık. Bir
anlığına bisküvin kurucularını da unutuyor kızlarımızla gurur duyuyorum.
Hayatın
kükreyen o teşbih sallayan hallerini de geçmişler kendilerine yeni bir yol çizmişler. Bir fener alayından geçer gibi de dizilmişler bu görsel şölen de çok güzel
uzaktan amir odasından kuşbakışı seyredene. Acemi çaylak işçilerin renkli dünyası
henüz ustalığa geçişte bir tanımlama yapılamıyor. Nasıl bir işe sahip
olduklarını kendi beceri ve çabalarıyla biçimlendirdiklerini kendileri yaşayıp görecekler. Nasıl da ağızlarında kıtır kıtır bisküvi çiğneyerek
yollarını ilerletiyorlar. Ölçülü adımlarla işlerine yaklaşıp hemen de bir mücadelenin
içine giriveriyorlar. Upuzun uzayan gri önlüklü kızlar soğutma bandı boyu
serilmiş kendilerini de süslemiş püslemiş kızlar iş, aş, ekmek, sohbet hepsi
burada. Süslü erkekler de bir başka bölümden makinelerin fırınların arasında, dünya telaşı evlerine ekmek götürme telaşı onların yüzlerinde daha
fazla belirgin. Yüzlerinde küçümsenmeyen gülümseme ve kırışıklıkları da gördüm. Kendilerine
de bakmaya çalıştıklarını bakımlı hallerini de gerçekten çalışmaktan zevk alan
o çalışmayı kendilerine kolaylaştıran bazı şeyleri de kendilerini evlerinde
hazırladıklarını sanki buraya işe çalışmaya değil de eğlenmeye de gelmişler
gibi. Her biri de bir işin ucundan tuttukça o iş küçük dilimlere bölünecek
kolaylaşacak o kalabalık işçi ordusu da bir ışık gibi parlayacak kuşlar gibi de
şakıyacaktı. Her birinin beklentisi bu yönde her biri birbirleriyle
karşılaşacak ve birbirleriyle işi bölüşecek sonra şakalaşacak, sırlar
bölüşülecek şehrin içindeki fırsatlardan mevsimlik indirimlerden konuşulacak,
uygun yerlerde uygun buluşmalar için sözleşilecek buluşma yerleri ayarlanacak,
yemekler batırıklar yapılacak. Hayatları bu şekilde devam edecek. Pazartesi
haftanın ilk günü Salı sallanır Çarşamba çarşafa dolanır Perşembe perişanlıktır
Cuma mübarek gün hayatları böyle de devam edecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder