Bu söylediklerimde kesinlikle seni
suçlu bulmuyorum.
Yeni evli olmamıza rağmen perdeleri
değiştiren perdelere uygun kanepe koltuk halı aldıran. Evindeki torbalı
elektrik süpürgesi sapasağlam iken sulu ve halı yıkayanına çeviren kadın. Bu
senin suçun değil.
Evinin eşyalarını değiştirmeyi çöpün
yanına eşya atmayı bir marifet sayan sıfır ayarında yeni eşyalarımız,
poşetlemiş kıyafetlerimizi, elektronik eşyaları ev eşyalarını çöpe gönderen.
İnan bu da senin suçun değil.
Yazdan kömür alıp beşinci kata kadar
sırtımda taşıdığım halde onları tekrar bana zorlama ile bağırtı gürültü ile
indirtip eve doğalgaz bağlatan aynı yıl içinde bir de kalorifer tesisatı
döşetip o kışı da borç harç içinde geçirmemiz. İnan senin suçun değil.
‘’İş kıyafetlerim çoraplarım kirli evin
içini kokutuyor’’ diye evin içine almayıp bir karton kutu içinde çatı katına
koydurtan yaz kış beni oradan giyinip işe yollanmam. ‘’İş kıyafetlerim makinayı
kirletiyor,’’ diye annemin evine göndermen ‘’Git orada onlar yıkasınlar,’’
demen. İnan senin suçun değil.
Ben asgari ücretli bir erkeğim bir de
geceleri geri dönüşüm atıkları topluyorum. İşlerim icabı biraz da kirliyim
ellerim tırnaklarımın arası yağlar oturmuş ellerim avuç içlerim kalın nasırlı
ve ellerim parmaklarım her zaman şiş olur. Ben elimi her çöp kutusuna daldırdığımda
değerli bir plastik kova, leğen, demir parçası bulunca yüzümde sevinç olunca.
Senin face önünde manken dizi film artistleri gibi poz vermene ve benimde senin
o kıyafetlerinin bedelini ödemek için çöpten atık topluyor olmam. İnan senin
suçun değil.
Benim ağır çalışma koşullarından dizlerimin sızladığı etlerimin lime
lime doğrandığı ağrılar sızılar içinde uyumaya çalışırken gece horlamalarım çok
ses çıkartıyorum bahanesiyle beni yatak odana almayan ayrıca yatak odasının
kapısını kilitleyen kadın. İnan senin suçun değil. Ben evime yuvama hizmet
ederken gündüz işi bir de gece atık topla, bedenimde yorulmadık tek bir etim
kalmıyor. Bedenim zonkluyor kollarım şişiyor dizlerim ağrıyor böyle de olmasına
rağmen sabah yine aynı dinçlikle de işe gidebiliyor olurken
Sen benim yorgun olduğumu derin uykuya
dalacağımı da düşünerek geceleri internetin karşısında süslü başı açık makyajlı
karşı taraftan birileri ile gülüşerek konuşman ben de tuvalet ihtiyacım için
kalkınca senin odandaki sesleri duyup kapıyı açınca aniden panikleyen seni o
halde gördüğüm halde benimde görmemiş gibi yapmam. Bu da senin suçun değil.
Evde birlikte olduğumuz vakitle beni
oturduğu odaya da almayan. Beni görünce surat asan kapıyı yüzüme çarpan. Hiç
konuşmayan. Bilgisayarın başında yazışan, gülüşme sesleri ile telefonla
konuşan. Geceleri geç saatlere kadar da bilgisayarın başında kalan. İnan bu da
senin suçun değil.
Sabahları erkenden koştur koştur işe
hazırlanırken ve işe sefer taslarında akşamdan artan yemeklerden götürüyorken
pirinç pilavı tenceresini boşaltmışım mutfak tezgahına pirinç taneleri dökülmüş
ayrıca boş tencere de orta yerdeymiş sırf bu sebeple işten eve döndüğümde bana
kapının girişinde çatalla saldıran çatalı üzerime batıra batıra beni içeri
sokmayan ben de komşular duyacak diye seni evin içine iteklemem ve senin de
‘’Eşim bana saldırdı,’’ diye polise koşman ve benim üç ay evden uzaklaştırma
almam. İnan senin suçun değil
Evlilik müessesini bir türlü
benimseyememiş bağımsız yaşamayı lüks ve havalı takınmayı kendine alışkanlık
edinmiş bir özellik. Face de ki arkadaşları dahi onun için ‘’A! Bu kadın
evliymiş’’ diye yorumlar atıyorlarken. Konuşmaları yaşam tarzı özgürce
sorumsuzca yaşaması gençliğin yaşadığı hayata özenti duyup gençler gibi
yaşaması gençlerin takıldığı mekanlara da takılıp sorumsuzca evli iken evlilik
şemsiyesi altında kendince ve bu doygunluğa da ulaştırması
Beni yanına yakıştırmayan kızıma da
eğer ki baban ne iş yapıyor? Diye sorarlarsa ‘’Öğretmen olduğunu söyle’’ diye
benden yaptığım işten utanan beni giyimimle, konuşmalarımla suçlaman beni
beğenmemen yanına yakıştıramaman da çocuğuma da bu şekilde empoze etmen. İnan
senin suçun değil.
Çocuğumu da gittiği yerlere götürerek
ona da hayatı farklı tanıtma özentili davranmasına sebep olan. Çocuğumun da
bitmeyen istekleri aldırtmak içinde tıpkı annesi gibi sözlü baskı uygulaması
tam annesinin kötü modelini örnek alması. Bu da mı senin suçun değil?
Suçlu benim seni evinin kadını yapmaya
çalışan erkek. Seni hem çalışıp hem de atık toplayarak bu seviyeye çıkaran bu
rahatlığı özgürlüğü sana tanıyan erkek. Ha bir de seni oradaki tesettürlü
görüntünü gerçek sanıp da senin facedeki resimlerine beğeni atıp seni
şişirenler bir de sana özenenler tıpkı senin dizilerdeki aile yaşamlarına
özendiğin gibi
Sen yapabilir misin? Evliliğini korumak
adına dokunamadığın bir ten için. Sen yapabilir misin? El alem ne derleri bir
kenara bırakıp annenin evinde sekiz on yıl belirsizlikte (dul-evli) yaşayabilir
misin? Önünden arkandan sağından solundan yıllarca süregelen içten ve dıştan
sözlü saldırılara karşı susar sabredebilir misin?
Siz erkekler yapabilir misiniz? Yurt
dışından biri ile evlendiği halde eski karınızı hala evinde oturtuyor olabilir
misiniz? Kiminle inatlaştırıyorsun kendini ya da hangi fikrin savunucusu kimin
için bu fedakarlık kime?
Ey dünya adaleti! Saflığı temizliği
iyiliği iyi niyeti tartan terazin nerede?
Erkekler susmasın çocuklar ağlamasın. Eli
kürekli üzeri çamurlu eşlerin elleri ayakları öpülsün. Getirdiği ekmeğe hürmet
edilsin. Her kapıya gelindiğinde, her kapı çalındığında, her attığı adımda her
getirdiği lokmaya ihanet yerine hürmet edecek kadınlar olsun dünyada. Marka
yerine fedakarlık sevgi saygı hürmet elbisesini üzerinde taşıyan kadınlar olsun
dünyada.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder