Kadın değerlidir. El üstünde
tutulur. Duyguları vardır incinebilir kırılabilir. Kadınların her biri birer
kitaptır okunabilir. Kadın erkeklerin bir adım arkasından yürüyen değil asıl
kadınlar erkeklerden bir adım önde gidendir. Çünkü yuvayı dişi kuş yapar. Kadın
yuva yapar yuvasını koruyandır. Kadın isterse evi içi saçını süpürge yapar.
Kadın çalışkandır arı gibi bulduğunu yuvasına çeker. Kadın siz evdekiler sabah
evden çekilirken arkanızı toplar. Kadın her şeyi derleyen toparlayandır. Kadın sabahtan sizin öğlene akşama ne
yiyeceğinizi düşünendir. Kadın bir lokanta yemeği kadar güzel yapmasa da et
suyunu aş edendir. Çayına şeker atan ekmeğini pişiren çorbanı karıştıran. Akşam
evine davet ettiğin misafirlerin beklentilerini karşılayan buna da inanarak
işine gittiğin, evinin kadınıdır. Kadın evin gelir gider tablosunda bütçe
maratonunda kısıtlı bütçe ile ev geçindirendir.
Kadın yolda sokakta ite kaka yürütülen
hükmedilen de değildir. Kadın insan ırkının yarısıdır. Kadın sahip olduğu bütün
gücü analığından alır. O içi dolu bir annedir. Kadına hizmet edilir. Tıpkı bir
garsonun masa başında bekleyip de sizin emirlerinizi de beklediği gibi hizmet
edilir. Kadınlar baş tacıdır cümlelerin başına iri kocaman baş harflerle
yazılan evinin de kraliçesidir
Kadınlar daima çiçektir. Çiçek gibidir
onu sürekli su döküp beslemeniz gerekir yoksa o çiçek solar. Kadın sadece
gazetenin magazin sayfalarında sergilenen birer cinsel obje de değildir. Kadın
sadece gazetenin üçüncü sayfasında gösterilen şiddet erkek baskısını konu alan
yazı konusu da değildir. Kadın mor gözlü
eli kasap bıçaklı eli tokatlı kocasının canım isterse deyip gelip geçip
vuracağı stres topu da değildir. Kadın mahkeme salonlarında ‘’Utanmaz kadın!’’
Diye bağırılacak bir varlık da değildir.
Kadın evliliğin zafer işaretidir.
Kadın mutlu evliliğin yansımasıdır. Kadınlar sürekli eleştirilen eleştiri
mağduru insan da değillerdir. Sen yapamazsın edemezsin beceriksizsin diye
horlanan. Kadın sürülebilen koyun da değildir veya boynuna yular takılıp
gezdiren bir canlı. Kadın yanınızda öylesine gezdirilen basit bir süs eşyası da
değildir. Kadın beyni gelişmemiş erkeklerin kafalarını çevirip çevirip bakacakları
zevkin tatmin edici objesi de değildir. Kadın ne isterse onu giyer. İster
çarşaf ister mini hiç biri onu kraliçelik tacını takmasına da engel değildir.
Kadın evde tutulan dışarı çıkarılmayan evinin perdesi dahi açtırılmayan köle de
değildir. Kadınlar kıt beyinli de değildir. Okutun kızlarınızı da görün onları.
Kadınları karalamak hor görmek, cümbüş eğlencesinin çılgın partilerin malzemesi
de değildir. Kadınlar erkeklere göre daha narin kemiklerden yaratılmışlardır.
Daha az tüylü daha az hacimli daha erken ergenliğe giren.
Kadın ahlak temsilcisi de değildir.
Kadın dediğimiz şey onun karısı mı? Kızımı mı? Annesi mi? Komşusu mu? Akrabası
mı? Çalıştırdığı işçisi mi? Uzun etekli mi? Başı örtülü mü? Şık giyimli mi?
Güzel mi? Çirkin mi? Şirin mi? Daha çocuk mu? Gerçekler sadece gerçekler.
Kadına bir ad verin. Burada kadının adına bir isim verin. Bütün karışıklığa can sıkıntısına öfkeme
ilgililerine fikir yürütmeme hakikate rağmen sabah sabah can sıkan haberlere
rağmen. Bir de kadınlar hakkında tartışmalar geniş sempozyumlar düzenlenir.
Konu ister istenmez her gün gündeme taşınır tartışılır düşünülür. Kadınlar
kendi tezlerini savunurlar.
Kadın evin penceresinden dışarı
yansımasıdır. Kadın şapkadır başta taşınır sende o şapkanın altındaki palto
giydirilmiş erkek. Kadınlar toplumun
evliliğin ve kendisinin birer aynasıdır. Kendilerini nasıl görüyorlarsa toplum
onları nasıl tartıp değerlendiriyor evliliği hangi yöne kayıyorsa kadında onu
resmeder onu yansıtır.
Eğer ki kadın bir ayna görevi
görmeseydi toplum bu kadar kadına karşı duyarlı olamazdı. 8 Mart Dünya Kadınlar
Günü diye bir gün olmazdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder