20 Mart 2018 Salı

FABRİKALI KIZLAR


      Karaman sis içinde uzaktan ışıl ışıl fabrika ışıkları yanıyor. Şehir uyuyor. Uyumak. Uykuya dalmak da gececilere yaklaşırken, karınca yuvasına dönmüş fabrikada kızlara arasında başını bir arkadaşının göğsüne yaslıyor. Bütün yorgunluklar gürültü ve hemgameler yumuşak bir sessizlikle o göğüste son buluyor. Yataktaki uyku bile bu kadar tatlı olamaz ama hedefimiz yatakta uyumak anaç uykucu halimiz o halimizle de uyumak. Şehirde uyanmaya başlamış evlerden kapılardan bacalardan buharlar yükseliyor. Fabrikalar bacalarına filtreler taktırmışlar onların saldığı gazlardan şehir etkilenmiyor. Kuzeyden fabrikalardan gelen servisler sabah sabah birer füze gibi atılıyorlar. Şehrin üzerine servisler yollardan geçerken çalışanların aileleri bir bir perdeleri açıp bekleşiyor. Yollarını gözleyenler onları canlı canlı görmek isteyenler. Servisler yollardan geçerken ifadesiz suratlarla boş gözlerle veya umutlarla onlara gözlerini dikenler var. Servisle onların yanlarından kükreyerek gazını vererek manevralar yaparak ilerliyor.
         Az sonra bütün kızlar kentin böğründe tekrar çoğalacağız. Tıpkı yorgun ağır aksak yürüyen ama heybetli görkemli bir gövde gösterisiyle öyle de havalı ki bir mermi gibi uçacağız bir fişek gibi patlayacağız kent kımıl kımıl bizlerden konuşacak bizlerden bahsedecek. Hiç birimizi de bilmeden tanımadan adımız konuşulmadan direk fabrikalı kızlar diyecekler.
    Bu hızın kentin içine fırlatılan kızlardan bir tanesinin de ben olduğumu düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder