Ölüm bir tül gibi gelip üstümüzü örtmeden. Hayatta çalışmaktan başka,
başka şeyler insanı mutlu edecek daha başka şeyler de vardır. Bu dünyanın
zevkleri vardır gezilecek görülecek yerleri de vardır. Ama mevsim de sonbahardır. Öyleyse sonbaharda
hüzün ayları değil sakinlik huzur ve dinginlik ayları olmalıdır. Çünkü insan
sonbaharındaysa eğer kolay kolay şekle giremez şekil alamaz filizlenip salkım
veremez saçları seyrekleşir, dişleri kırılır ve de külüstürün de külüstürü
olmamak için de çaba gösterir. Aslında sonbahar da güzeldir ve sonbaharda açan
çiçeklerin kökü daha sağlam olur ve sonbaharın ayrıca hayranlık verici çok da
güzel bir manzarası vardır.
Sonbaharda
içindeki isyanların fırtınaların durur güneşli ve bulutlu günlerin daha çok
olur. Ve de taze yeni yıkanmış, yenice fırından çıkmış, taze ortaya çıkan, ışıklar
saçan, bir yakamoz olur içinde, kendi sularında yüzmeye, kendi toprağınla
da oynamaya başlarsın, çünkü toprağın sağlamdır kökünü toprağa oturtmuşsundur. Sanki
denizin kıyısında gece mehtabı seyrediyor gibi bir hal içinde olursun gökyüzü
ve denizin oluşturduğu o mucizeye de tanıklık ediyormuş gibi de kendini o
manzaranın bir kenarına oturtursun.
Ey hancı bizim
hancı gerisi hep yabancı, hancı başı gibisin hayatta, ayrıca hanın kapısında
duruyorsun gelen geçeni seyre dalıyorsun. Çakmak çakmak gözlü felçli gibi senin
yaşında üstelik, ama yaşlılar işte kafalarının içinde binbir tilkiyle veya politik
hesaplarla ve yine senin yaşındadırlar üstelik, akortları şimdiden bozulmuş bozuk
sesler çıkaran radyo gibi de şimdiden eskimişler, ağızlarından çıkardıkları
sözler zehir zemberek küfürlüdür de üstelik, yüzde yüz de namuslu ve
imanlıdırlar da tekdüze insan manzaraları işte böyle de seyredersin onları ve
hayatı. İnsana öyle yaşamak geliyor ki hancı başı gibi hanın bir ucunda durasın
ve insanları seyre dalasın. Ayrıca aynı zamanda gençlere yeni filizlere yenice
uyanana hayatın ipini daha sıkı tutsun diye dünya nimetlerine daha çok
saldırsın sahiplensin yararlansın diye o içindeki bozuk düzenini onu bozan
düzenini iyice sallasın ve boşaltsın diye hancı başı olmak geliyor içimden.
Sonra da arı duru yıkanmış tertemiz duygularla tertemiz bir halde hayata
yeniden tutunsunlar diye.
Yine insanlara karşı bir sevgi seli
yükseliyor içimde bu kadar ince eleyip sık dokumama rağmen çünkü ben de
günahlar ve suçluyum hayata karşı ben de onlardan biriyim. Sadece yaşama
şansımı ve hakkımı kendime karşı değil onlara karşı da kullanmalıyım. Hayatın
bir hiç boşu boşuna da olduğuna bakmadan hayattan bir şeyler ummak, çünkü dünya
büyük bir umman ve içinde bin bir nimet dolaşıyor barınıyor ve de balıkları var
tut tutabilirsen yakala, yakalayabilirsen.
Çünkü Rabbim dünya nimetlerini insanlığın hizmetine vermiş denizleri madenleri
havayı suyu her canlıyı, bunları işleten hepsini bir araya getirip karıştıran
yemek yapan bozan bizleriz kendimiziz aslından kendi hayatımızı da yapboz
tahtasına çeviren,
Hayat bir gölge oyunu gibidir, ışık ve
gölge karışımı bir şey gibidir aslında yaşanır ve biter.
Bana bu
sonbahar havaları bu duyguları yaşattı bu günkü hava yağmur kokuyor kimisinin
kulağı yağmur sesinde kimisi rüzgarla gelen nameleri dinliyor. Pazarcı kocası
ise havaya bakıp bakıp içini çekiyor bu gün Çarşamba ve Çarşamba semt pazarı
var. Hava durumu, ’’Gök gürültülü ve sağanak
yağışlı, yağmur yağacak.’’
‘’Yağ
yağmur yağ da bizi de ıslatma,’’
Ne
demek şimdi bu?
‘’Rahmet
ve bereket yağsın fakat biz dışarda çalışanları da ıslatmasın.’’
Mevsimlere mi karşı geleceksin? Kuşkusuz Rabbim haberini göndermiş göğü
gürletmiş havayı grileştirmiş tekbir bulut yok toz kümelerini de göndermiş.
Yani her şey eski düzen bilindik mevsimler, sen de mevsime göre ayak uydur.
Allah
akıl vermiş fikir vermiş sen de çağır aklını ve önlemini al hemen bir branda
çek.
İpler direkler ıslanıyor yağmur çileşiyor onun
üzerine müzikli namelerini gönderiyor o ise altında raks ediyor seviniyor yağmurun
fırtınasız çisil çisil yağdığına onun sikkesi bile ıslanmış malları çadırı ve brandayı hepsini yağmura teslim
etmiş. Kendisi de ıslanmış soğukta morarmış yağmurun altında kalakalmış büyük
konuşmanın arifesinde oysa ki yağmurun yağacağı ta dünden belliydi.
Ortalık
sarardı yeşil yaprak kalmadı gözleri gökyüzüne baktı ve donuklaştı. Mevsim
sonbahardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder