24 Ekim 2017 Salı

İLK ADIM

İLK İŞE BAŞLAYAN 

   Uyuyakalmış işe gitmek de istemiyormuş iş zoruna gidiyormuş gitmeye de hevesli değilmiş. Çünkü, elini her uzattığında çok sevdiği alışkanlık yaptığı şeyler yanında olmuyormuş. O yüzden canı işe gitmek istemiyormuş işe gidince de işi ağırdan alıyormuş. Gözlerini kapıyormuş rast gele hayallere dalıyormuş. Başka yelkenlere kanat açıyormuş
       Bütün bunlar insanca dokular dokunuşlar ilk kez işe başlayan birinde olur böyle şeyler. Kendi dokusu kendi kokusu olmayan işler, fazlaca kalabalığa karışmış havada asılı boş sözler.         
 Tertemiz doğal natürel aynı zamanda besleyici ve kazanç getirici bir ortam aslında ama bu lezzetten tat alamayanlara, böyle işyeri kısır bir döngü gibi gelir yaratıcılığını yitirmiş insanı kalabalık içinde yalnızlaştırmış gibi gelir. Oysa süslenmek için onca zaman da harcarlar kızlara süslü görünmek için. Giyim kuşamlarına daha çok ağırlık verirler. Yürekleri ise erişilmez isteklerle doludur. Bir sürü tohum yüklü istekleri ya tutarsa dediği ekmedikleri tohum kendi içlerinde oynadıkları bir oyun, ekselerdi bir ekselerdi cesaret edip akılda etselerdi çok güzel eserler işler meydana getirebilirlerdi. 
       Kendilerini okumayı bir bilselerdi. Bunca yıldır neler yaptığını ettiğini neden bir baltaya  sap olamadığını hayatın özünü.  Hayatı hafife almak hayatı boş ve anlamsız yaşamak. Hayatı öyle bir yaşa ki oyun gibi öyle yaşa ki seni de boğum boğum karanlıklara atmasın seni de boğmasın hayat.
       İnsan istekleri sınırsızdır ister de ister, ev ister, araba ister, at ister, yat ister, daha fazlasını ister, daha genişini, daha lüksünü, daha modernini ister, istedikçe de ruhu kirlenir kabalaşır, kavga, çığlık, zıtlaşma başlar maddiyatın kirli yüzü işin içine de girdimi insan da insan olmaktan çıkar bambaşka bir varlığa dönüşür.
       Bu düşünce ve bu kitabi sözlerin aslı da şu insan ne zaman ruhsal acı çekmeye başladı bil ki işin içine maddiyat karıştı o çok ustaca hokkabazca kapitalist sistem para babalarının ihtiyaçlarımızla ve isteklerimizle oynamalarıyla ruhsal dünyamız sekteye uğradı. Ruhsal dünyamızda duygu şiir, müzik hepsi arabest oldu karamsar müzik oldu. Doğruluk dürüstlük sınıfta kaldı kandırmacılar hayatı kabala götürdü. Hele birde din sahtekarları çıktı ortaya din öksüz kaldı Kur’an başka yerde yaşam başka yerde kaldı.  
     İnsan önce kendini bilmeli kendini boşaltmalıdır. Artık ne ektiyse onu biçmelidir. Herkes kendi hayatına kendi yön vermelidir. Kendi yönetmelidir. Şimdi daha da ileri gidiyorsun değil mi? 
        Yalnızlığıyla yatağının ucunda oturuyor kendi kendini çözmüş gibi kendi üzerinden hesaplar yapıyor. Silkiniyor kalkıyor yerinden iç sesine bağırıyor. İçimi boşaltmam için içime önce tohum ekmem gerekti bu önümdeki işi aksatmam için boş vermem için salıvermem için  uyuya kalmamam için hani nerede benim tohumlarım? Sen hiç tohum ekmedin ki gün bulup gün yedin har vurup harman savurdun vur patlasın çal oynasın dedin. Şimdi aklın başına gelince içsesin sana güzel nasihatler edince, bağırıyorsun değil mi? Bastığın yerden kazdığın kuyudan su çıkmayacak sanıyorsun değil mi? Öyle de bir boşluk ve sonsuzluk içindesin. Hayır yanılıyorsun genç, senin bastığın yerden de su çıkar kazdığın kuyudan da senin de çocukların olur bir gün. 
        Bu sorunların ve soruların içinden çıkabilmen için birkaç kez hayat denizine ağ atman olta atman balık yakalaman gerek madem ki buradasın hayata ilk adımı buradan atmışsın. Bu fırsatı da değerlendir. Hayata buradan başla fabrika yeni sen acemi bir işe bir fikre kafa yor. Burada da güzel yemek yiyebilirsin ama önce bir karar vermelisin verdiğin kararı sevmelisin istemelisin ben usta operatör bilirkişi olacağım demelisin mesela. Çalışma şevkimiz varsa eğer top da elimizde ise maçta doksan dakika henüz gol yemiş de sayılmazsın. Daha henüz yeni tüylenmişsin narinsin toysun vaktinden önce de bu işe girmişsin bu fırsatını da iyi kullan çabuk bir yer edin, kendine çabuk kimse seni yerinden etmeden.
          Bütün yük sorumluluk sende her şey seninle başlar kendi sesinle içindeki seslerle kendi kendine bir hedef seç yemin et o hedefe varmak için başka çıkar yolun da yokmuş gibi
       Yani bu iş hayal etmekten çıkmalı zorlu bir hayat oyununa dönüşmeli. O içindeki bağıran istek o büyük güç seni itmeli senin içini yiyen bir kurda dönüşmeli içindeki olmazlarınla savaşmalı
       Hemen kalk oturma öyleyse kalk durma sevinçle yeni bir şey bulmuş gibi hazır önündeki işine sahip çık artık nereye kadar gidersen sermayede sensin cevher de. Başlamak bir işin yarısıdır demişler,
      Başla


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder