11 Kasım 2017 Cumartesi

YÜRÜMEK KOŞMAK

      Yürümekten bıktım kardeşim ben koşmak istiyorum.  Bir an önce tepeye ulaşmak. Diğer kişi ise o tepeye çıktı ve tepetaklak geri indi. Artık tepe filan yok. kır bacağını önündeki işine koyul. Hayatta acemisin işte her türlü imkanı önüne serdik batırdın geldin. Kırdın döktün parçaladın geldin. Şimdi hala gözün yükseklerde tepelerde. Sen ki önün karanlık önünü bile göremiyor iken karanlıkta olta sallıyorsun ya tutarsa sonra gökyüzüne bakıyorsun gökyüzüne tırmanıyorsun oradan yıldız yakalamaya çalışıyorsun sen gökyüzündeki yıldıza değil ayağını altındaki toprağa bile el değmemişken, canın tatlı iken hep dünyayı tos pembe görüyor iken daha nereye  gideceksin  ne iş yapacaksın  bakalım.
      At diyor eşek diyor.
      Ben de diyorum ki, ''Sen kimin oğlusun?
Ataların ne kadar yol gelmişlerse sen de o kadar baban at arabacı ise senin de gideceğin yol o kadar''
       ''Hayır hayır rüzgar benden taraf esiyor bak benim hayat damarlarım yenilikçi fikirler için atıyor. Benim bir idealim var kızıl elmam var ulaşmak istediğim.'' ''Öyleyse çık dala ne diye burada uyuklayıp duruyorsun? Öyleyse hareket et, kıpırda biraz, öyleyse bekleme yapma, ilerle.'' O hala şikayetleniyor, vurunuyor  mırıldanıyor bazen de hayalleriyle konuşuyordu. 
       Dinleyin siz de dinleyin onun hayallerinin sesini, yaklaşan gün ışığında bak karanlıklar nasıl da yok oldu gitti. Dinleyin onun hayallerini  biraz su dökün o hayallerin üstüne yeşersin biraz su dökün de içindeki  yangını sönsün gün yüzüne çıksın o hayaller güneş görsün biraz.Onun hayalleri çekti. Galiba güneşte fazla kaldı onun hayalleri suyunu çekti.Sen onun üzerine su döktüğünde fark etmedin mi fazla ıslandığını fazla ıslattığını 
Sen de fark etmedin mi güneşe fazla çıkarınca hemen çekeceğini

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder