18 Kasım 2017 Cumartesi

FIRINDAN SIRA ALMA

           Servisler her gün            şehrin içlerine doğru açılıyor. Sabah sabah erkek veya kız işçi toplayan servisler bunlar. Şimdi toplayacakları işçiler kızlar. Onların iş başı yapma saatleri de farklı. İşçilerin neredeyse tamamı eski ve hepsi de usta bisküvi toplamacısı onlar ki daha dayanıklı ve sert. Hiç  romantik olmayan pek de anları sanları duyulmayan yapılması gereken önlerindeki işlerini de layıkıyla yapan kadın veya kız işçiler. Onlar ki tehlikesizce o bayrağı göklere çıkarmak istiyor. Onlar ki daima işlerini başında nöbet tutuyor. Onlar ki her gün evlerinde ateş yakıyor aş pişiriyor. O emektar işçiler bisküvi toplamacıları hepsi de madalya gibi o işlerini göğüslerinde taşıyor.
         Hepsi de işyerinin merdivenlerinden tek tek çıkıyorlar. Bisküvi toplamak için fabrikanın markası haline gelmiş o iki büyük çeşidi toplamak için iki fırından. Toplanacak malların yanlarına geldiklerinde de toplamacılar iki sıra halinde aynı hizada aynı aralıkta duruyorlar. Aralarındaki mesafe el hareketlerine ve kazan, koli, kutu koyulacak şekilde ayarlanmış acemi kızlar ise küçük bir masanın etrafında fırının üzerinden gelen dolan kutuları alıyor, tartıyor, bantlıyor, etiketliyor palete kayıyor. Onlar ki devamlı hareket halinde. Toplamacılar ise iki sıra halinde, kendi hallerinde önlerindeki işe de sıralara da hakimler.
            Akşama kadar bu iş böyle devam edecek. Toplamacı kızlar aynı hizada aynı iş üzerinde akşam edecek. Ve o bisküvi kızların ellerinde serüvenine devam edecek. Akşam ki vardiyanın toplamacı kızları gelince de o bayrağı onlara teslim edecek. Bir tur gibi bir günlük tur. Bu tur bitince dönüp geri geliyor eski rotasıyla birazcık da kendisiyle kesişen kendine özgü yol haritasında kendine de bir güzergah belirlemiş. Kendi konumunu belirlemek için sık sık kendi üzerindeki elbisesine bakıyor. Sonunu da görebilmek için sık sık da kendi rotasına bakıyor bıraktığı izlenimlere.
             Toplamacı kızlar tam donanımlı usta kızlar her işe her göreve de elleri hazır. Toplamacılar fırından gelecek yeni ürünü gözlerken bir diğer taraftan da işletme içinden gelen sesleri dinliyor. Fakat onlar için en önemli görev önlerindeki işi işlerini hiç bir zaman bırakıvermiyor, boşverlik yapmıyor. Fırından mal gelmeye başladığında bütün gözler o tarafa çevriliyor. Toplamacı kızlar bu şekilde fırından pek çok kez mal topladı hiçbir zaman da ‘’Ben toplayamam, ben yapamam,’’ gibi bir şüpheye de düşmediler. Kendilerine güven. Eğer ki o güvenleri yıkılır ‘’Ben toplayamam,’’ diye bir şüpheye düşerlerse o zaman işi başaramazlar ve o işten de korkarlar. Toplamacı kızlar ilk acemilik günlerinde korkaklardı, güvensizlerdi ‘’Ben toplayamam, yapamam,’’ diyorlardı ama şimdi öyle bir şey de demiyor korkusuzca mallara saldırıyor, üzerine atlıyor.
             Toplamacı kızlar kutulara mal doldururken onların kulaklarını da çavuşun komut ve emirleriyle gelen sesler dolduruyor. Bu toplama işinden hariç işletme içinde yapılan bir yığın iş var.  Toplamacılar bu konuda rahat çünkü yerleri ve yapacakları işleri belli sadece gözleriyle gelen malları takip etmek ve kutulara elleriyle doldurmak. . Fırın çok hızlı, kızlar yetişemezse mallar aşağı akabilir bu yüzden fırın hızının da iyi ayarlanması gerek fırın hızı iki buçuk dakikadan üç dakikaya çıkıyor. Toplamacılar rahat bir soluk alıyor mallar fırının üzerinden yavaş yavaş ilerliyor Onların gözleri hala fırının üzerinde ve daha da uzak noktalarda dönüp ara sıra fırın ustasının telefonlar konuşmasına kulaklarını kabartıyor. ‘’Hamur bitmiş son hamurmuş,’’ kızlar rahat bir nefes alıyor. Çavuş da rahat bir nefes alıyor. Yüzlerindeki yorgunluk bulutları birden dağılıyor.
         O endişeli süre, iş saati, ne kadar uzun ve iş de ne kadar sorunsuz geçerse geçsin üretimde sorun her zaman vardır. Ve olabilir.

                İşin bitmesine çok az bir süre kaldı. Toplamacılar işlerini sorunsuz bitirip görev yerlerini de terk ettikten sonra da güvenle evlerine dönebilmeli.
           Toplamacılar son topladıkları kutunun da üzerini naylonladıktan sonra işlerinin başından ayrılıyor. Toplamacılar görevi teslim ediyor toplamacıların bu günlük işleri bitti.
          Koca bir iş günü onları fena halde sarstı. Arkanı dön topla eğil topla onlar ki sadece görevi teslim edip paydos edildiğinde dinlenebilecekler. Ve ertesi gün yeni bir iş günü sil baştan yine toplama işine  devam edecekler.
          Bisküvi paletler üzerinde ilerliyor kokusu da havada asılı gelen geçen de o havayı teneffüs ediyor. O koku aşağılara doğru indiğinde de hemen işçilerin bedenlerine elbiselerine nüfus ediyor.
         Hep birlikte koca bir salona iniyorlar. Kızlar birbiri etrafında birleşiyor Dönüş yoluna çıktıklarında saat sabahın sekiz buçuğu onları fırın sıralarına bağlandıklarında hava karanlıktı. Kuşlar gibi cıvıldaşıp işlerinden ayrılan kızlar servislere binince koltuklara yığılıyorlar. Ertesi gün yine yıllardır çalıştıkları işlerini başlarına da dönecekler. Tastamam birbirine benzeyen günler ve tastamam aslına benzeyen yüzlerle kendi geleceklerine yön verecekler.
         Şimdi de şehrin içine yayıldılar geniş bir alana her yer bisküvi kokuyor esnaflar alacaklı gözlerle onlara bakıyor. Onları bir gelir getirici olarak görüyor. Esnafın günlük en az iki üç gelir getirici yakalaması gerekir. Esnaflar mallarını sergilediler. Gelir getirici bisküviciler de o sergilerin önlerindeler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder