USTA
İşten
iyice bıkmış işi ona bezginlik vermeye başlamıştı her zaman gülen güzü asıktı. Ağzını
bile açıp konuşmaya takadı kalmamış gibi iki dudağı arasına yerleştirdiği
sigarası ile dudaklarını büzmüş yüzünü de buruşturmuştu. İçerideki hayat ve onu
ilgilendiren insanlar, hepsi de aynı
torna makinesinden çıkmış birbirine benzeyen petiböre fingere asorta dönmüş solgun
yüzler ve birbirine benzeyen hayatlar.
İşe ilk girdiği yıllar hiç de böyle
değildi. Yeni açılmış kabak çiçeği gibiydi. Herkesin girebileceği bir işte çalışıyordu.
Fakat herkesin erişemeyeceği bir mertebede, vardiya ustası olmuştu. Bütün
çabası emeği usta olmak içindi. İşinde de usta olmuştu uzmanlaşmak içinde çok
çalışmıştı. Zaman zaman kırgınlıklar
olmuştu işinden ayrılmak istediği sonra bu mertebeye ulaşabilmek için çabalayanları
gördükçe de vazgeçti. Ustalık mertebesi çoğu işçinin hayallerini süsleyen olmak
içinde umuda kapıldığı. Bunları da düşündükçe çıkmaz içine girdiği konular
kafasının içinde dağılıyordu. Üstelik iş bulamadığı eski günleri kaç kez işe
girmek için bu kapıyı tıklattığını da düşününce ve hayal kırıklığı ile geri
döndüğünü. Ustalık önlüğü içindeki düşünceleri ondan uzaklaşıyor hayalinden
tekrar işine dört elle sarılıyordu.
Diğer çalışanları da düşündü onlar
kendisinden farklı mıydı? Çoğu da onun gösterdiği tepkileri gösteremiyordu.
İnanın fabrikadan çıkan insan
yüzlerinin hemen hemen hepsinin düşüncesi de aynıydı. Onlar ki cami nedir
bilmezler anne baba akraba ziyareti bilmezlerdi sadece kendi geçim derdine
düşmüş insanlar. Öyle büyük paralar da kazanmazlardı üzerilerine giyindikleri önlükleri
ve ellerini sokup çıkardıkları cepleri öyle fazlada derin değildi. İnanın
onunda suratının yüz vermemesi de bu yüzdendi.
Onun bir mesleği vardı ustaydı
diğerlerine göre iyi de para kazanıyordu ama işe olan iştahı kalmayınca
çalıştığı ortamda her yer ona toz duman darmadağın görünüyordu. Gündüz vardiyalarına
geliyordu. Gündüz vardiya sorumlusu olduğundan ayrıca ek ücret alıyor ama yine
de para biriktiremiyordu. Bu durumda gider ve gelirleri nasıl dengede
tutacağını hesap ediyordu.
Düzenli bir iş sorumluluk istemesi sonucunda böyle olmuştu biraz farklı
para alan farklı forma ile çalışan yalnız adam, üstelik kendisini kıskanan
arkadaşları da vardı. Onu küçük düşürmek için uğraşan ama o kişide uykusuna
yenik düşmüş uyurken yakalanmıştı işten atılmıştı.
Usta bilirkişinin sinirleri iyice
bozulmuştu çünkü devamlı gündüzcüydü, vardiyalı çalışmıyordu. Bütün bunların
üstüne bir de işinden bıtkınlık. Çünkü
her şey aynı bir gün önce ki iş neyse ertesi gün de aynı işin başında. Üstelik
önlerindeki iş de her zaman ki bildiği iş sahiplenip de sahiplerine karşı da
savunduğu iş. Hatta ara sıra ortalığı birbirine katmaları ve daha sonra uzlaşmaları
bile birbirine benziyor. Onun dünyası burası dışarıdaki dünya sanki önemli
değil. Aşırı süslenmeye özentili giyinmeye de gerek yok nasıl olsa çoğu örneği
ile bütünleşiyor ortalığa uyum sağlıyor. Ama gerçekten de bu büyük bir sıkıntı
sebepler ve olaylar kurallar sınırlamalar çoğunluğu da kafasının içindeki
kısıtlamalar. Yani içerden veya dışardan gelen bıtkınlıklar ve hiç birinin de
asla e asla zengin olamayacağı ya da fakir olamayacağı bir iş. Makinenin
ekipmanın bir parçası gibi kendisini genç enerjik dinamik de hissedemiyordu. Uğraştığı
meşguliyeti ona hiçbir zaman enerji verici görünmüyordu. Tahammül etme
sabretmek bu demekti. Kendisi dışarı çıkan arkadaşına sigara siparişi verirken
kendisine burada makinelere bağlı kalıyordu ve bunun açıklamasını da
yapamıyordu.
Bütün çalışanlar için durum aynı
vasıflı vasıfsız memurlar idari bölümler içinde aynı sürdürülmesi zor gibi
görünen işler aslında zaman, vakit hepsi için aynı idi. Hepsi de makine ve
ekibin bir parçası ve hepsi de gündüzcü bu durum onu üstelik hem desteklemeli
hem de teşvik etmeliydi oysa ki,
Zamanla bıtkınlığın işine müdahale edilmek
demek olduğunu söyledi. Ama müdahale de edilmiyordu. Öyleyse burada bir sorun
vardı o da kendisindeydi burada yaşamaya mecbur hissetmesindendi. Bir yere
bağlı kalmak için için kendini yiyordu. Neden böyle bir düşünceye de kapıldı
bilmiyorum ama zamanla sanırım birikimle ortaya çıkmıştı. Çünkü ekip içinde
onun görevini işini yapmaya hatta bayıla bayıla yapacak gönüllü kaç tane usta
adayı var. Bazıları gerçekten o görevi hak edeceği halde bazıları da gerçekten
o görev için yetkin değildi.
Aslında zamanla oluşan şeyler kimse
kimseyi de suçlamamalı kimi dışarıdan dayatılan kimi içeriden insanın kendi
kendine dayattığı şeyler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder