Güneş iki mızrak boyu yükselmişken
o kişi elinden kendine yastık yapmış hala uyuyordu. Ruhunda esen fırtınalar
üzerinden gelip geçen kavak yelleri de onu yorgun ve bitkin bırakmıştı.
Eğilmek doğrulmak iş yapmakta da ona
göre şeyler değildi. Gözünün önünde dönen ona olan işin saldırısı kendince iş
ile kurduğu bağ onun kafasında böyle oluşmuştu. Böyle bir düşün içinde kendisi
de işe yanaşmıyordu.
Yumuşacık yatak, işe gitmeden önüne
konulan yemek, bütün gün o yatağın içinde uyumak kalan zaman içinde sedirde
uzanmak, hiç kımıldan otursa oturacak,
kimse de ona kalk şuraya otur da demeyecek.
Şimdi de hiç bir şey düşünmüyor gibi
duruyor ıslak ıslak da bakıyor. Kim bilir kafasının içinde kaç tilki, fare
dolaşıyor kaçını yakalamaya çalışıyor. Büzülmüş kıpırdamadan duran kemiriciler
kuyruklarını kaldıran tilkiler hepsi de onun içinde birlikte yükseliyorlar,
kabarıyorlar, birleşiyorlar ve çoğalıyorlar üretkenler. Kendisi de iç sesi ile
onlara böğürüyor bir öfke savar gibi dili ile onların yalanlarına sövüyor bir
diğer taraftan da onların yalanlarını savıyor. Yani her şey kafasının içinde canlanıyor.
Mutsuzdu. Bunları yaşamayanlar
bilemezler. Kavrayamazlar ancak karşılarına geçer yorum yaparlar arkalarından
konuşurlar ‘’Ne kadar da tembel,’’ diye. Oysa onun gözlerinin içine
baktığınızda onun ne kadar da bedbaht olduğunu anlarsınız.
‘’Ben çalışıyorum mutluluğu yaşıyorum
üstelik işimi de seviyorum.’’
Kalabalıkta makina ve insan uğultusunda az bir
paraya ama o fabrikalarda çalışanların mutlu olduklarını da görünce oraya
girmek ve çalışmak onunda aklına yattı.
Kalabalıkta çalışmanın ne demek
olduğunu anlayabilmesi içinde oraya gitmesi üç gün çalışması gerekiyordu.
İşe girdiğine seviniyordu. Zaman hızla
geçiyordu. Keyfi yerine gelmişti mutluydu seviyordu işini kendine göre derinden
yaraları vardı onlara kabuk bağlatmıştı. Oysa o şimdi evinde oturuyor olsaydı kafasının
içinde neleri kurcalıyordu. O tilkiler ki avutulmaz bir kederle dolanıp
duracaklardı kafasının içinde. Her insanın yaptığı gibi olmayacak şeyleri
düşünmek, olanlar üzerinde senaryolar düzmek.
Kaç kez de namuslu, namussuz işler gelip onun kafasını ağrıttı. İyi işte
işi onu kurtardı boş işlerden. Akşam evine gidince de erken yatacaktı ne de olsa ertesi güne
çalışacak bir işi vardı.
Lahana
yöntemi izleniyor hayat onu haşlayarak döverek parçalara ayırarak hazır etmeden o kişi durmadan dürtülüp çalışmaya hazır hale getiriliyor. Tamamen elden
ayaktan düşmeden tamamen çalışma ve verim verme özelliklerini de kaybetmeden dürtmelerle
aynı tadı ve kokuyu da vererek iş sahasına girdiklerinde de normal
birbirlerinden farksız oluyorlar.
Onun kafasının içindekileri
düşünmesine izin var ama onun tembel çalışmazken görmek artık zor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder