Geniş pencereli bir ev en büyük
hayaliydi. Gece gündüz gün ışığını çok az görmüştü bunun için evi bol ışıklı
olmalıydı. Güneşin sıcaklığını ve tadını doya doya içine çekmeliydi ısısını
ışığını teninde hissetmeliydi. Duvardan duvara tül perde ve güneşlik onun bütün
sırlarını örtmeliydi. Dışa karşı beyaz tül beyaz duvarlar kapılar beyaz
saflığın ve temizliğin rengi.
Balkonlar dışa açılan bir başka kapıydı. Fakat onun balkona da ihtiyacı yoktu çünkü evi yer evdi dışarısı bir adım ötedeydi. Üstelik balkona çamaşır sermek evin fazla
eşyalarını gelişi güzel atıvermek balkona odun kömür vs koymak balkonlarda çok
çirkin bir görüntü oluşturuyordu. Dışarıdan
bakan gören insanlara çevreye bir haksızlıktı çirkin görünümlü balkonlar.
Balkonları bu amaç için kullananlar. Balkonların esas kullanma amacı ne idi?
Bir dinlence hava alma eve hoş bir görüntü katma için olmalıydı. Ev sahiplerinin çevreyi hiçe sayan gelişi
güzel avare kullanmalarının yanı sıra çevreye saygısızca giyinip balkondan
kendilerini sergilemeleri çamaşır serip halı silkelemeleri de bir alemdi
doğrusu. Bu nedenle ben evimde balkon olsa da kullanmam, balkona çıkmama taraftarıyım çünkü bu hiç onaylamadığı
hoşlanmadığım tavır ve kullanımları belki zamanla ben de yapabilirim.
Neyse evim kutu gibi olmalıydı mutfak ve
oturma odası mesafesi çok kısa olmalıydı zaman çok kıymetliydi mutfak ve oturma
odası arası mekik dokunmamalıydı. Temizlemesi kolay ıslak zeminleri olmalıydı
temizlemesi kolay mobilyalar, zaman kıymetli ömür kısa temizlemekle
fırçalamakla sürtmekle yıkamakla silmekle zaman kaybı olmamalıydı. Evim şirin
mi şirin olmalıydı.
Her eşyanın yeri belli olmalıydı.
Dolaplarda saklanmış fazla kışlıklar yazlıklar olmamalıydı. Her şey
kullanacağın kadar göz önünde olmalıydı.
Biriktirmek saklamak niye? Yarına
Allah Kerimdir diyoruz kendimizi Allah’ü Tealaya teslim ediyoruz. Söz de
uygulamada biriktiriyoruz da biriktiriyoruz. Demode olmuş tarihi geçmiş
eşyalarımızı bunun yanında bu eşyaların bize hatırlattıkları kötü anıları
olumsuz hatıralarımızı da biriktiriyoruz.
Kin denen kötü huyumuza malzeme topluyoruz. At gitsin at gitsin eskimişse at gitsin ya da
birilerine ver ki birilerini sevindirsin giysisi oldun işe yarasın.
Evim gibisi var mı? Oh be evime geldim. Evimdeyim işte
diyebileceğin seni mutlu edecek huzur verecek ortamlar olmalı sade sakin uyumlu,
eşya ahengi seni dinlendirmeli.
Senin evindir dört duvar hayat duvarın, bahçe
duvarın da evinin elbisesi ev senin için sığınılacak bir liman bir otel ailecek
hoş vakit geçirebileceğiniz keyifle çaylarınızı yudumlayabileceğiniz mekanlar.
Evim evim güzel evim dili olsa da konuşsa
şu duvarlar neler yaşandı neler oldu? Evler vardır içi seni yakar dışı beni
yakar evler vardır dışarıdan çok güzel görünür içi kötü, benim evim şimdilik 40
metre kare Almanya dıştan küçük bir ev briketten ev ama içi yani içinde yaşanan
mutluluklar duvarların dili olsa da konuşsa denilecek kadar neşe sevinç
mutluluk huzur. Acaba diyorum bu hayalimdeki geniş pencereli eve kavuştuğum
zaman yuvamın mutluluk çizelgesinde bir kayma olacak mı? Yani eksen kayması
olmadan aynen mutluluk yolunda yolumuza devam edecek miyiz?
Allah’ü Teala herkesin yar ve yardımcısı olsun
inşallah.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder