3 Kasım 2017 Cuma

EVİM EVİM GÜZEL EVİM

  
     Geniş pencereli bir ev en büyük hayaliydi. Gece gündüz gün ışığını çok az görmüştü bunun için evi bol ışıklı olmalıydı. Güneşin sıcaklığını ve tadını doya doya içine çekmeliydi ısısını ışığını teninde hissetmeliydi. Duvardan duvara tül perde ve güneşlik onun bütün sırlarını örtmeliydi. Dışa karşı beyaz tül beyaz duvarlar kapılar beyaz saflığın ve temizliğin rengi.
    Balkonlar dışa açılan bir başka kapıydı. Fakat onun balkona da ihtiyacı yoktu çünkü evi yer evdi dışarısı bir adım ötedeydi. Üstelik balkona çamaşır sermek evin fazla eşyalarını gelişi güzel atıvermek balkona odun kömür vs koymak balkonlarda çok çirkin bir görüntü oluşturuyordu.  Dışarıdan bakan gören insanlara çevreye bir haksızlıktı çirkin görünümlü balkonlar. Balkonları bu amaç için kullananlar. Balkonların esas kullanma amacı ne idi? Bir dinlence hava alma eve hoş bir görüntü katma için olmalıydı.  Ev sahiplerinin çevreyi hiçe sayan gelişi güzel avare kullanmalarının yanı sıra çevreye saygısızca giyinip balkondan kendilerini sergilemeleri çamaşır serip halı silkelemeleri de bir alemdi doğrusu. Bu nedenle ben evimde balkon olsa da kullanmam,  balkona çıkmama taraftarıyım çünkü bu hiç onaylamadığı hoşlanmadığım tavır ve kullanımları belki zamanla ben de yapabilirim.
      Neyse evim kutu gibi olmalıydı mutfak ve oturma odası mesafesi çok kısa olmalıydı zaman çok kıymetliydi mutfak ve oturma odası arası mekik dokunmamalıydı. Temizlemesi kolay ıslak zeminleri olmalıydı temizlemesi kolay mobilyalar, zaman kıymetli ömür kısa temizlemekle fırçalamakla sürtmekle yıkamakla silmekle zaman kaybı olmamalıydı. Evim şirin mi şirin olmalıydı.
       Her eşyanın yeri belli olmalıydı. Dolaplarda saklanmış fazla kışlıklar yazlıklar olmamalıydı. Her şey kullanacağın kadar göz önünde olmalıydı.  Biriktirmek saklamak niye?  Yarına Allah Kerimdir diyoruz kendimizi Allah’ü Tealaya teslim ediyoruz. Söz de uygulamada biriktiriyoruz da biriktiriyoruz. Demode olmuş tarihi geçmiş eşyalarımızı bunun yanında bu eşyaların bize hatırlattıkları kötü anıları olumsuz hatıralarımızı da biriktiriyoruz.  Kin denen kötü huyumuza malzeme topluyoruz.  At gitsin at gitsin eskimişse at gitsin ya da birilerine ver ki birilerini sevindirsin giysisi oldun işe yarasın.
        Evim gibisi var mı?  Oh be evime geldim. Evimdeyim işte diyebileceğin seni mutlu edecek huzur verecek ortamlar olmalı sade sakin uyumlu, eşya ahengi seni dinlendirmeli.
     Senin evindir dört duvar hayat duvarın, bahçe duvarın da evinin elbisesi ev senin için sığınılacak bir liman bir otel ailecek hoş vakit geçirebileceğiniz keyifle çaylarınızı yudumlayabileceğiniz mekanlar.
      Evim evim güzel evim dili olsa da konuşsa şu duvarlar neler yaşandı neler oldu? Evler vardır içi seni yakar dışı beni yakar evler vardır dışarıdan çok güzel görünür içi kötü, benim evim şimdilik 40 metre kare Almanya dıştan küçük bir ev briketten ev ama içi yani içinde yaşanan mutluluklar duvarların dili olsa da konuşsa denilecek kadar neşe sevinç mutluluk huzur. Acaba diyorum bu hayalimdeki geniş pencereli eve kavuştuğum zaman yuvamın mutluluk çizelgesinde bir kayma olacak mı? Yani eksen kayması olmadan aynen mutluluk yolunda yolumuza devam edecek miyiz?

Allah’ü  Teala herkesin yar ve yardımcısı olsun inşallah.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder