21 Kasım 2017 Salı

HAYAT BİR OYUN

    İçindeki ses bağırıyor, ‘’Hayır hayat bir oyun değil!’’ İçinde bir yığın canavar var vahşet var hayat bir savaş, zalimlerle kovalamaca bir savaş.
        Hayır, hayat gerçekten iki başlı büyük bir oyundur.  İçimizde pusuya yatmış düşmanlarımızla baş edebilirsek, öldürmek yıkmak yok etmeyi hep o içimizdeki büyük zalim düşman yapıyor. Şeytanın öç alması için nefsimize söz geçirmesi ve bütün iyi güzel olan şeylere hırsla saldırması ve senin de ona kul köle olman zalimce onun isteklerini yerine getirmen için. Büyülenmiş gibi kuklaya dönmüş emir eri bir asker gibi. O çalar sen oynarsın ipler onun elindedir çünkü,
       Önce içindeki düşmanlarınla savaşmalısın akşamın şerrinden, ama sen de artık biliyorsun düşmanlarını bir kaçı ile birkaç kez karşılaşmıştın birkaç kez de birlikte beraber olmuştunuz. Yemeğe besmelesiz başladın uyurken de öyle elindeki güçleri onun ellerine verdin. Sabah iş hayatına başladın acele ettin sabırsızlandın 
     Tam yanacakken pişecekken ateşi söndürdün hamdın üstelik tam yanacağın yerde kendi kendine ettin yüzünde sevinçliydi üstelik kendin ettin kendin buldun.  Böylece yine şeytanla dostluk kurmaya devam ettin. Onu dost eyledin dost bildin. Gerçekten de öfke ile dost olmuştun öfke şeytandandır sana zarar veren öfke.
      Ömür bitiyor ve sermayeden gidiyor. Ne olacaksa bir an önce olsun. Hayatı kabala yaşayalım hayatta biz çalalım, biz oynayalım, biz yönetelim, baktık ki işler istediğimiz gibi rast gitmiyor kendimizi başka işlere yönlendirelim yoksa hepten hapı yutarız. Ömür bitiyor bu çok kötü çünkü ben daha yaşamadım ki hayatı demek çok kötü. Hayatı ömrü kendi elimizle yedik bitirdik tükettik hesabını yap şimdi nasıl geçirdin hayatı? Nasıl gidiyor hayat? Daha yeni gelecek hayatlarımız var zaman varmış gibi. Var mı? Cevap veremedi.
       Öyleyse üstesinden geleceğim içimdeki düşmanlarımın o yüzündeki başaracak olmanın sevinci hayata sıkı sıkıya sarılmanın. ‘’Buldum çözümü buldum!’’ Şeytanın bacağını kıracağım nasıl kıracaksın? Tam dilimden kaçıyordu yakaladım tuttum onu söyletmedim, elim tam acele ediyordu hele bir dur dedim, tuttum onu da ayaklarım acele acele yol ver diyorlardı  hemen ayaklarımı altıma topladım yol vermedim. Kuş gibi hafifim şimdi
        O kişi yine akşam acele acele ateş yaktı yemek pişirdi besmelesiz büyük bir iştahla yedi. Çünkü şeytan yine onu kandırmıştı.  Çünkü şeytan yine onun içindeydi akşama kadar da onunla arkadaşlık etmişti. Çalışma hayatının içinde günlük işlerinde inişte çıkışta her bir taşa ayağı takıldığında hayata sövdüğünde.
           Oysa hayat o kadar hayranlık verici ki o kadarda güzel ki dön bir de diğer taraftan bak  gözlerini farklı bir pencereden bak  hiç farkına varamadığın güzelliklerin de farkına varacaksın. Sen de farkında değil misin sanki dünyaya yeni geliş gibi yeni bir biçime bürünmüş gibi her sabah yeniden doğuyormuş gibi yepyeni bulmak kendini
     Aslında bazı sorunları insanların kendileri yaratır bazı sorunların çözümünü de kendileri bulur. 
      Zaman akıp gidiyor durmaz yerinde, evren akıyor yıldızlar akıyor, atlı karınca dönüyor. Şafak söküyor. İnsanın yaşama sevinci artıyor ve sönüyor. İnsan doğuyor büyüyor ve yaşlanıyor.  Haber verilmiş olsa ne zaman öleceğimiz şurada da oturur beklerim. Süslenir püslenir ölümü beklerim. Püffff sanki ahirete de kat kat hazırlık yapmış da Allah’ın ipini de yukarıdan yakalamış gibi.

     Kartlaşmış yaşınla o çok sevdiği Allah kavuşmak istermiş gibi sanki gitmesi istenmiş de gitmesi gerekli imiş gibi elini de göğsüne dayadı tevazu halinde ayaklarını kıvırdı secdeye kapandı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder