22 Kasım 2017 Çarşamba

FIRINDA ARIZA VAR

         Kızlar iki sıra halindeler birinci fırından gelecek olan malı bekliyorlar. Tıknaz fırın ustası ‘’Mal on beş dakika geç gelecek, fırında arıza var.’’ Diyor. Fırının tam üretime geçeceği vakit sabah sabah kızlardan tam verim alınacağı vakit, kızların orayı terk etmesi isteniyor. Kızlar saatlerine bakıyorlar ve sıradan çıkıyorlar. Kızlar hızlıca başka bölümlere kaydırılıyor,  hep birlikte uğultulu sesle başka işe yönlendiriliyor. Arıza yirmi dakika sürermiş, kızlar yine saatlerine bakıyor
         Eskiden de öyleydi mal üretim gecikti mi kızlar başka işlere yönlendirilirdi.
         Süreç otomatikman işliyor. Çünkü fırının daha fazla üretime ara vermesini istemiyorlar. Çünkü bu işler sorumluluk ister ve yaptıkları iş hem zor hem de kesintisiz üretim ister. İşte bazen fırınlar bu şekilde arıza da çıkartabiliyor. Birinci fırının başı ustalar sorumlularla dolu tüm ekip ve atölye çalışanları hep birlikte elleri telaşlı yüzleri gergin ellerindeki takım çantalarıyla birlikte gidip geliyorlar. Ayrıca atölyecilerin ilgilendiği elektrikçilerin tamir bakım ustalarının ilgilendiği bölümler var. Eğer ki motor da arıza yoksa ki ayrıca motor bölümüne bakan teknisyenler var. Motorun arıza yapmaması büyük şans eğer ki tek bir cıvata da yanlış yere takılmışsa o da arıza demek. Koca fırın ağır ve hantal bir makine eğer ki kusursuz bir hareket içinde de çalışmazsa çünkü üretimin serisi için her detaya da dikkat edilmesi gerek. Her biri için ayrı bir hedef belirlenmesiyle de arıza ile ilgili detaylar. Ki öyle olmasa bütün fırın durdurulmaz ve arızanın giderilmesi de beklenmezdi. Bir arıza esnasında bilirkişi usta olmak her cıvatanın nerede olduğunu daha doğrusu montajını bilmek bu konularda da ustalaşmak eğitim bilgisini almak. 
       Boşa giden tek bir hareket tek bir kuru gürültü yok. Onlar ki fırının daha fazla üretime ara vermesini istemiyorlar. Onlar işlerinde usta olmuşlar işlerini seviyorlar çünkü orada çekirdekten yetişmişler. Hepsi de bozuk kısmında kendi kendiliğine gelişen ve yetişen birlikte eğilip büğülen birlikte fırın demirlerine yapışan insanlar bunlar.
         Sıcak bir hava sıcak bir ortam fırındaki arızayı bulmak tamir etmek ayrıca hepsi de vakit alıyor. Fakat onlar da kendi yöntemlerini kullanarak daha çok veri elde ediyorlar ve arızanın büyük bir kısmını da kendileri hallediyor ve arızayı giderip fırını çalıştırmayı başarıyorlar. Eğer ki işleri de yolunda giderse kısa bir süre sonra da üretime geçilebilir. Onlar ki bilirkişiler ve morallerini bozmuyorlar çünkü bunun gibi şimdiye dek ne arızalar atlattılar. Ve onlar arızayı bulup giderdiler. Eğer ki bu işte usta bilirkişi olmasalardı kesinlikle bu işi beceremezlerdi. Usta demek işini en iyi yapan demek ve diğerlerine göre de işçiliği bir üst seviyeye taşımış kişi demek.  Onlar da uzun yıllar emek vermiş dikkat inceleme gözlem ve gayretleri sonucu bu mertebeye ulaşmışlar.
           Kendilerini serbest bırakan kızlar, işyerinden izin almak isteyenler idari bölüme girip çıkıyor. Kendilerine başka iş arayan üç beş kız da ıskartaların olduğu bölüme yönlendiriliyor. Böyle durumlarda çavuşları kızları bir an olsun boş durutmuyor. Kızların ise zihinleri ve kulakları sürekli dinlemede ve beklemede her an da tetikte. Çavuşun işçileri kumanda eden o sesi çavuş bas bas bağırıyor ses kızların olduğu yere geliyor. Kızlar başlarını çevirip o yöne bakıyorlar. Bir başkası kızların yanına koşup onları çavuşun çağırdığını söylüyor ama kızlar hareket etmiyor. Çünkü tıknaz fırın ustası malın geldiğini haber veriyor fırına mal verildiğini kızlar yerlerini hazır ediyorlar malın gelmesine kadar orada öylece duruyorlar. Kızlar birbirlerine bağırıyor ‘’Mal geldi,’’ tıknaz usta bağırıyor ‘’Mal geldi, ’’ ve ardından da çavuş bağırıyor ‘’Mal geldi,’’ kızlar sıraya giriyor. Omuzları kalkık eller tetikte ayaklarıyla da gel git hareketleri yapıyor durdukları yerde. Onlar ki boyunlarına geçirdikleri işleri o iş ki her yerde kirman gibiler her yerdeler hızlı hızlı hareket halindeler.
        Tıknaz fırın ustası malı verince neşesi yerine geliyor. Mallar fırının üzerinde düzenli bir şekilde kızların önüne doğru ilerliyor. Kızlar tek sıra halinde dizilmişler fırından mal topluyor. Kızlar malları toplarken de birbirlerini eğliyor. ‘’Yarın sen ne yapacaksın?’’ Yapacakları işlerden bahsediyor. Birlikte de bir şeyler yapabileceklerinden çünkü kendisi gezginci her gün iş çıkışı bir yerlere gider sanki mecburmuş gibi ya sen? Sen de gezmekten hoşlanmıyor musun? Sonra birlikte sanki ortada gülünecek bir şey de varmış gibi de gülüyorlar.
           Birinci fırında bandın üzerinde mallar gelip geçiyor kızların önlerindeki kutular mallarla dolu, fırın boyunca sıra ve kızların duruşları hiç bozulmuyor. Az ileride de seyyar paletlere yüklenmiş mallar var.
         İşyeri, kızların erkeklerin ve makinaların üretim yaptığı koca bir mutfak adeta.  
          Peki orada çok kız var mı? Hem de bir sürü
          Peki erkeklerle konuşurlar mı?
          Tabii konuşurlar
          Belleri yorulanlar elini beline atıyor bellerini bir o tarafa bir bu tarafa çeviriyor. Yüzleri bisküviye bakmaktan sararmış kızarmış, göz kapakları yorgun utangaç tavırlı kızlar, ellerindeki bisküvileri kutulara dolduruyorlar. Bu bisküvi işi sıra alma onların mesleği oldu belli. Arkadaşı ile karşılıklı işleriyle birbirlerini dengeliyor hiç vakit kaybetmeden bir de bakmışsın ki karşılıklı aynı fırında aynı iş üstüne düşüyor. Birlikte çalışıyor.
          Eskiden öyleydi hep öyleydi
         Bir film gibi geçmişte gördüklerimde gelecektekilerin de görecekleri aynı şeyler. Senin niyetin ne öyleyse? Geçmiş ile gelecek nesli tanıştırmak Böylece herkesin de aynı işleri yaptığına inandırmak. Onlar ki bazı şeyleri sadece kendilerinin yaşadıklarını zanneder.
         Elbette kirli anıları o kurşun gibi ağır sözleri çocukluğumu da saymazsak bazı şeyleri herkes de yaşıyor.
        Bisküviler sıra sıra geliyor eskinin çocuk işçisi çocukluğuyla birlikte bisküvileri de dolduruyor kutulara farkında olmadan
         Sizce yolun sonunu da görebilecek miyiz?
         Tabii emekli olunca

       Orası çok uzak değil mi? O kadar değil sekiz yıl sonra rahata erersin sıcacık yatağına gidip gidip gelirsin üstelik o kazandıklarını harcayacak vaktinde çok olur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder