6 Kasım 2017 Pazartesi

KİŞİSEL VEDA

       Benim zamanımda da yağmur yağdı rüzgar esti bulutlar çıktı içim kabardı duygularım ağlaştı, başkalarının gölgeleriyle oynaştı sonra duruldu duygularım yumuşadı, saklanan güneş açıldı. Benim toprağım da bereket verdi kıt veren toprağım işte bu yüzden onun da eziyet görmesi gerek.
      Tembellik senden uzak olsun tembellik seni esnekleştirmesin. Söyleş keyfe gel gül neşelen konuş. Üşenme konuşmaktan karşılık vermekten. Çekiniyor musun karşılık vermeye? Güçlük mü çekiyorsun konuşmaya? Kımıldat o kalın dudaklarını sarkıtma malağını. Sabah sabah güzel haberler ver bana konuş yuvarlak cümleler kur mesela,
        Sabah ve çay birlikte insanı keyfe getirir. Yüzünü evcilleştirir. Yüzünün gözünü gönlünü açar. Uyku sersemliğini alır seni yavaşça bu güne zamana hazırlar.
         Çayını iç ve keyfe gel ta derinlere kadar çek çayını ''of be,'' der gibi içine çek çayı usulünce iç ve konuş, sonra da keyfe gel otuz iki dişinle gülümse,
        İşte tam o sırada aklına esen şeyler de gezin ılık ılık dolaş kendi dünyanda bir gezginci gibi ufak tefek şeylere de gülümse bir gülümsemenin sana karşılık vereceği ufak tefek şeyler, parayla satın alamayacağın şeyler, parayla kazanacağının iki katı şeyler
     Kendinle iyi vakit geçirmesini biliyorsan hangi işte kimin yanında çalıştığında o kadar fark etmez. Sen iyi niyetli oldukça iyilik ve tebessüm tozlarından etrafa saçtıkça mutlaka karşına da öyle biri çıkar. Çünkü rahmet bulutları birbirini çeker. Rahmet koca bir yumaktır ucundan tutana kendisine istediği tip de örgüyü örer. Senin anlayacağın o rahmet bulutlarını çağırmakta kolaydır. Tebessüm etmek ve iyiliği çağırmak hayatı yaşamak o zaman çok daha kolaydır, çalışması da yanındaki ile anlaşması da çünkü orada şeytanın işi yoktur mutsuzluğunda karamsarlığında. Kötü şans diye bir şey de yoktur orada tüh de de keşke de demezsin üstelik kendi kendine kendinin aldığı ve kendini donanımlı hale getirdiğin silahların tebessüm ve iyilik tohumlarınla,
        İçinde seni boğan seslerin, içindeki ateşe, bir rüzgar çıktı içindeki ateşi söndürdü  içindeki ses sustu bağırmıyordu. Öfke yoktu kötü bulutlar dağılmıştı güneş vardı sakinlik vardı yüzü de gülümsemeliydi.
    Komik bir fıkra geçmişin raflarından indirilmiş komik bir anı iyi giderdi. Şu an ama yapmamış olduğu bir şeyi de yapmış gibi anlatması da olmazdı. Kanlarını kaynatacak onları neşelendirecek bir olay. Sessizlik. Bazı palavraları sıkmak için de dişli olmak lazım ehil kişiyi canavarmış gibi göstermek için

            En iyisi benzetmeler tavşanlar, leylekler, kazlar, tavuklar, koyunlar, kuzularla siz olsaydınız nasıl benzetmelere giderdiniz? Sanırsınız ki aç tavuk kendini buğday ambarında zanneder onun gibi mi? Ya da tavşan dişli, leylek bacaklı, tüyü yolunmuş kaz, korkak tavuk, koyun gibi, kuzu gibi mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder