24 Ağustos 2017 Perşembe

LİMONLU GOFRET

   Gofrethane, işte bildiğin gibi onlarca beton bloğun üstünde. Paslı yağa  ise bulanmış  göz göz küçük pencereler, kurum lekeleri içinde duvarlar, güçlü ve boğucu bir ışık temposu, dört ayak üstüne oturtulmuş fırınlar,  dört ayak üstüne oturtulmuş makineler, dört ayak üstüne oturtulmuş hatlar. 
         Koyu demir yığınları ile dört ayak üstüne oturtulmuş tost fırınları, kara kara yelkenli gibi kapakları her açılıp kapandıkça tost yaprakları da birbir dökülüyor kuru kuru, bazen de yumuşak solgun renkli, bazen de lekeli yapraklar birikiyor. Tost yaprakları sonra o yavan tadından kurtulup kremalanıyor ters düz ediliyor düzgün sıralı biçimde uzun uzun kesiliyor tekrar kızların elinde palete yerleştiriliyor paketleniyor.
      Gofret paketleme ustaları dört ayaklı makine üzerinde çalışıyor. Bir ileri bir geri gidiyor. Havada işçi kızların sesi yankılanıyor. ''Gofret paletlere sığmıyormuş,'' en son gofreti kaldırıp atıyormuş kırılgan gofretler kırılıyormuş hemen ustası müdahale ediyor, kızların sesleri kesiliyor. Her makineye mal verişte kesintisiz bir uzantıyla mallar kızların elinde yitiyor paketlerde kutularda birikiyor. Kutulu mallar palet üzerinde bir adam boyu uzunluğuna çıkıyor. Usta, saçı başı dağınık sanki amaçsız ve boşu boşuna bir gölge gibi dolaşıp duruyor. ''Sorunsuz  ve ıskartasız sabahı bir edebilse. ''Makine  dengelenmiş iş sürümlü akıyor usta salınarak gözleri ışıltılı makinesinin iki tarafında geziniyor. Temizlikçi kız yerleri süpürüyor. 
      Hava limonlu gofret kokuyor. Tadı yenmeden bilinmez bir lezzette kremasının sarısı da kızların yüzüne vurmuş, kızları sarartıyor. Aroması kızların burunlarına gelirken o tat da yiyenlerin damağında eriyor. Bir an ağzınızda doluveriyor sonra yok oluyor sanki ağzınızda var ile yok arası kayboluveriyor. Sanki kocaman gofret sizinle dalga geçiyor. O güçlü tadı ağızda hemen yok oluşu olmasa çocuklarda o tadını bilemezdi.
       Kızlar sıska kollarını birleştirmiş makinenin demirine yaslamış kendinden geçmiş durağan bir halde tek dirsek dinleniyorlar.Usta operatör makine ile ilgilenirken o selefon değiştirirken kızların gözlerinin önünden tekrar ağır ağır kesilmiş gofretler geçiyor kızlar palete yerleştiriyor, gözleri kıpırtısız son kremalı gofrete kadar tek tek paletleri sayıyor.
        İş bitiyor paketleme makinesi temizleniyor. Kızlar bir günü de sorunsuz bitirmenin sevinci içinde güle oynaya makinelerini ve etrafını temizliyor. Fısıltılı neşeli konuşmalar arasında kremanın ıslak ve yapışkan hali makinelerine yapışmış, demir çerçevesine, paletlerin arasına, dişlilere ellerinde ki tek kullanımlık bezle, gel beriyle, krema bulaşığının en gerisine, en yükseğine, en dibine, kızlar saldırırcasına ulaşıyor temizliyor. Makinede çalışan kızlar hiç ara vermiyor, ağızlarını açıp havaya da bakmıyor, yanlarında gelip geçen koşuşan, konuşan, laf atanlara da cevap vermiyor. Makine temizlemek çok önemli ve dikkat isteyen bir iş.
       Kızlar hiç gürültü yapmadan gofrethanenin merdivenlerinden aşağıya iniyorlar. Bisküvideki kızlar hala fırınların arasını süpürüyor. ''Bir iyilik yapsanız.'' Hayır onlar kendi işlerini kendileri görüyorlar. Eğiliyorlar doğruluyorlar, birbirlerinin işlerine yine birbirlerini siper ediyorlar, eller ve kollar birleştirilmiş çuval ağzı açıyorlar, ıskarta çuvallıyorlar. Sonra gofretçi kızlar arkalarını dönünce birde bakıyorlar ki vardiyalarının temizlik işleri bitivermiş, kızlar hep birlikte tek tip iş önlükleri içinde aşağıya iniyorlar.
     Servisin dibinde tekrar birleşiyorlar. Sıska kızlar yaşlı ve tombul bir şöforün otobüsteki manevralarıyla evlerine varıyorlar. 
    Kızlar sersem ve düşünceli, yorgun bedenli, aileleri de onları beklemekteymiş zayıf kız tahta gibi kurumuş, ter içinde kalmış, yorulmuş, gözlerinden de uyku akıyor. Annesi hemen bir yatak atıyor orta yere kız da hemen yatağın içinde süzülüyor annesi de candan istercesine, örtüsünü dikkatlice örtüyor. Kız da gözlerinden akan uykuya kendini bırakıyor uykuya dalıyor.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder