21 Ağustos 2017 Pazartesi

ÇALIŞMAKTAN GERİYE KALAN




         Fabrika onu kurtaracak mı? Ömrü ev ile fabrika arasında geçiyor. O ise hayat sınavını geçebilmek için yaşamla ümit arasında zaman kazanmaya çalışıyor.
     Kendisi de diğer kızlarla birlikte sıraya girmiş üstelik  kendisinin verdiği bir kararlılıkla servise biniyor
    Aptal ayağına yatma bak bir daha mı geleceksin dünyaya,
    Kusura bakmayın çalışmayana ekmek yok bu dünyada, 
    Tembellik büyük kayıp ve hatta günah. Millet atı alıp Üsküdar'ı geçerken Karaman iş kaynarken ben de tembellikte ısrar ediyorsam o zaman iyi bir yarını da bekleyemem. Neden söz ettiğimi biliyorsunuz değil mi? Kollarınızı sıvayın şimdi kimse, kimse için çalışmaz hiç kimse kendi elinin emeğinden başka tatlı yemek de yemez. Haklısın ama ben de tembelim işte ne yaparsın, derken de kıkırdıyor. ''Ben de böyle mutluyum işte.'' Gökten yağmur yağarken damlaları toplamak lazım, su akarken çeşmenin önüne kovayı koymak lazım. Nasihatlere kaçamak bir göz atıyor kim çalışacak  sekiz saat üstelik gecesi gündüzü var vardiyalı iş çabuk cayıyor çalışmaktan çalışmak ona göre değilmiş.
      Hayatın neresinde kalmıştık hani şu çalışan kadın,  çalışma hayatının yarısını  tamamlamış kadın azığının neredeyse hazırladığını söylüyor. Söylerken de ne kadar mutlu, Sonra ölene kadar yani sonsuza kadar rahat bir yaşam, sigarasını da yavaş yavaş elinden atacağı bir yaşam.
      Tembel arkadaşının durumu anlaması için zorlamıyor yarına yetişirse anlar belki kimi için yarın hemen kimi için daha sonra 
     Ne kadar mutlu tablo çizersek çizelim, dost acı söyler bu kez arkadaşına karşı sesinin tonu değişiyor tembel arkadaşına karşı daha sert karamsar acımasız bir tablo çiziyor. Benim gördüğüm yarını senin de görmeni istiyorum öyle mazeretler bulmaya çabalama bir iki mazeret boş bunlar hepsi boş
     Arkadaşı, ''Komşuda pişer bize de düşer.'' Diyor. ''Bekle düşer sen süpürüp biriktirmez isen o kapıda beklemezsen sonra da nasibin kesik olur öyle dersin adını öyle koyarsın.''
Çalışmak var çalışmak, çalış kazanırsın.
Ben çalışmam
      ''Kız dellendirme beni hemen de kestirip atma işe girmeden bilemezsin.'' İşyerinde yaşadığı bir kaç güzel komik anılarını sıralıyor kendisi gülüyor arkadaşı gülmüyor.
      Arkadaşı, sınıfa geç giren erken çıkan öğrenciler gibi şamatayla gününü geçiriyor.
     Oysa arkadaşı onun hayatına özenti duymasını iç geçirmesini dilerdi. Galiba tam etkileyici konuşamadı. Anlam yüklü bir konuşma onun anlayacağı türden onun cinini derecek.
       Hayat hep ders ver ders almakla geçmiyor elbet,  tuvaletle yemek arasında da geçmiyor, neyse sözün özü ileride parmakla birilerini suçlu gösterip suçlu aramak yerine hayatı göğüslediği için göğsü kabarıyor. Kendisi ile gurur duyuyor ayağa kalkıyor kendi kendini takdir ediyor konuşurken de kaşlarının birini kaldırıyor hayattaki en doğal hali 
     Emekliliğine ne kadar kaldı? Üç yıl 
     Zaman geçmek bilmiyor zaman çok ağırdan ilerliyor.
     Bekle kırmızı, sarı, yeşil günler sen de benimle işe başlasaydın
     Bir sürü gibi hep birlikte gir ve çık  tıpkı koyun sürüsü gibi ağıla girer gibi iş yaparken de aynı şeyleri yapıyorsunuz konuşurken de birbirlerinizin ayak izinden gidiyorsunuz birbirlerinizi taklit ediyorsunuz.
    Arkadaşının ona karşı öfkesi kabarmaya başlamıştı şu anda ondan hayat yarışında bir sıfır öndeydi. Hayata meydan okuyabilir  emekli olunca da çantası sırtında istediği yerde konaklayabilirdi. Bunun için onun da geleceği görebilmesi gerek. O şimdiden  finali göremez. Şimdi gülüyor eğleniyor fakat o da arkadaşına, ''Son gülen iyi güler,'' diyor.
    Arkadaşı kararlı üç yılı kaldı ayaklarını yere tek tek basa basa yürüyor. Kendi çizdiği işinin ucunda hayata kahramanca direniyor. Görülmez bir güç sanki ona destek veriyor. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder