20 Aralık 2017 Çarşamba

BİR ANLIK BOŞ BULUNMA

Nurgül parkın buz gibi bankında oturmuş servis bekliyor üstelik gelip geçenleri de seyrediyordu. Ne işe gitmek ne de eve gitmek gelmiyordu içinden. Kaçmak istiyordu uzaklara çok uzaklara herhangi bir yere sonsuza kadar gitmek kaybolmak istiyordu.
          O günün anısı altında eziliyordu. O hayati hatayı yaparken kendi kendine aldığı kararla sevdiği sandığı kişi üstelik bir de bunu makine başında boş bulunmuş çok az tanıdığı bir kız arkadaşına anlatmıştı. Henüz en kötü taraflarını anlatmamıştı ama düşünmesi onun daha ilerisini merak etmesi bile onun canını sıkılmasına yetiyordu.
        Cep telefonunu karıştırıyor kayıtlı isimlere bakıyor. Nereye gidebilir? En iyisi hastayım desin fabrikanın tuvaletinde yatsın sabaha kadar da bir yere gitmesin. Kadınlar zaten tuvalete gece vardiyalarında kağıt sermişlerdir oturmak için onların üzerinde uzanır. Konuşulanları da duymamak için uyuyormuş gibi yapar. İşçiler onu uyandırmaya çalışsalar onlara kontrolsüzce yakalanmamak için oflayıp puflar. Bankın üzerinde kendi kendine bunları düşünürken bir taraftan da gülüyordu. Çünkü kızlar anlar onun üstüne üstüne gelirler sonrada üzerinde ne varsa fırlatıp atarlardı.
           O mutsuz anısını anlatmasaydı makinadaki arkadaşına hiç bunları düşünmeyecekti.
          Belki çavuşu başka bir makineye verir. Birbirlerinden uzakta laf lafı açıp lafta başka  konuları açmayacak uzaklıkta. Kendisine kızıyor boş boğazlığına bir diline hakim olamadın saklamadın şu içindekileri şu dilini.  Ne kadar aptalca bir düşünce hem şöyle bir söz vardır. ‘’Söz ağızdan çıkana kadar senin esirindir ağızdan çıktıktan sonra sen onun esiri olursun.’’ Nereden bilebilirdim ki sanki bir filmin içindeymişim de film anlatıyormuşum gibi anlattım işte üstelik o filmde başrölde bendim.
        Kim gördü? Kimse görmedi. Kim duydu? Kara kedi duydu. Sanki mecburmuş da anlatmaya.

     Servis geliyor her zamanki koltuğuna oturuyor.  İşyerine geliyor. İşyeri üstüne abanmış gibi sanki onu boğuyor o ilerliyor merdivenlerden çıkıyor makinasının başına kadar geliyor kızların bağrışmalarına kavga seslerini duyuyor. O kendi dünyasıyla uğraşmaya fırsat bulamadan arkadaşı başka biriyle kavga ediyor bağırarak ona bir şeyler sayıyor. O ağzını açmıyor. Dalaşıyorlar her ikisi de kendisini savunuyor. Konuşmalar kesiliyor suratlar allak bullak sesi sinirden titriyor o arkadaşını sakinleştirmeye çalışıyor. Arkadaşı birden ağzından kaçırıveriyor senin lafı yetiştirirken aslında ben kendime hata yaptım kendi kendime tokat attım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder