Nurgül parkın buz gibi bankında
oturmuş servis bekliyor üstelik gelip geçenleri de seyrediyordu. Ne işe gitmek
ne de eve gitmek gelmiyordu içinden. Kaçmak istiyordu uzaklara çok uzaklara
herhangi bir yere sonsuza kadar gitmek kaybolmak istiyordu.
O günün anısı altında eziliyordu. O hayati hatayı yaparken kendi
kendine aldığı kararla sevdiği sandığı kişi üstelik bir de bunu makine başında
boş bulunmuş çok az tanıdığı bir kız arkadaşına anlatmıştı. Henüz en kötü
taraflarını anlatmamıştı ama düşünmesi onun daha ilerisini merak etmesi bile
onun canını sıkılmasına yetiyordu.
Cep
telefonunu karıştırıyor kayıtlı isimlere bakıyor. Nereye gidebilir? En iyisi hastayım
desin fabrikanın tuvaletinde yatsın sabaha kadar da bir yere gitmesin. Kadınlar
zaten tuvalete gece vardiyalarında kağıt sermişlerdir oturmak için onların
üzerinde uzanır. Konuşulanları da duymamak için uyuyormuş gibi yapar. İşçiler
onu uyandırmaya çalışsalar onlara kontrolsüzce yakalanmamak için oflayıp
puflar. Bankın üzerinde kendi kendine bunları düşünürken bir taraftan da
gülüyordu. Çünkü kızlar anlar onun üstüne üstüne gelirler sonrada üzerinde ne
varsa fırlatıp atarlardı.
O mutsuz anısını anlatmasaydı
makinadaki arkadaşına hiç bunları düşünmeyecekti.
Belki çavuşu başka bir makineye verir. Birbirlerinden uzakta laf lafı
açıp lafta başka konuları açmayacak uzaklıkta.
Kendisine kızıyor boş boğazlığına bir diline hakim olamadın saklamadın şu
içindekileri şu dilini. Ne kadar aptalca
bir düşünce hem şöyle bir söz vardır. ‘’Söz ağızdan çıkana kadar senin
esirindir ağızdan çıktıktan sonra sen onun esiri olursun.’’ Nereden
bilebilirdim ki sanki bir filmin içindeymişim de film anlatıyormuşum gibi
anlattım işte üstelik o filmde başrölde bendim.
Kim gördü? Kimse görmedi. Kim duydu? Kara kedi duydu. Sanki mecburmuş da anlatmaya.
Servis geliyor her zamanki koltuğuna
oturuyor. İşyerine geliyor. İşyeri
üstüne abanmış gibi sanki onu boğuyor o ilerliyor merdivenlerden çıkıyor
makinasının başına kadar geliyor kızların bağrışmalarına kavga seslerini
duyuyor. O kendi dünyasıyla uğraşmaya fırsat bulamadan arkadaşı başka biriyle
kavga ediyor bağırarak ona bir şeyler sayıyor. O ağzını açmıyor. Dalaşıyorlar
her ikisi de kendisini savunuyor. Konuşmalar kesiliyor suratlar allak bullak
sesi sinirden titriyor o arkadaşını sakinleştirmeye çalışıyor. Arkadaşı birden
ağzından kaçırıveriyor senin lafı yetiştirirken aslında ben kendime hata yaptım
kendi kendime tokat attım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder