8 Aralık 2017 Cuma

KIZLAR ÇOĞALIYOR

  İTİCİ SOĞUK KIZ
   Kızlar çoğalıyor ve gün geçtikçe de daha çok sayıları artıyor. Kızlar için burası da bir okul aslında hayatın gelgitlerinin baskılarında onların da heyecanları arttığında yoğunlaştığında her bir kız da bir mucizeler yumağı aslında her birinin kendi içlerinde konuştukları kendi aralarında konuştukları  aslında olmak istedikleri bazen umursamazca anlattıkları bazen de görkemli bir havada işte o zaman tek olmak yalnız kalmak onca çokluğun içinde yapayalnız kalmak cıvıl cıvıl ötüşen kızların arasında. İşte o kızı anlayamıyorlar kuşkusuzca onun arkasından da konuşuyorlar neden yalnız kaldığını? Neden soğuk olduğunu? Neden ortama katılmadığını? Neden onlardan kaçtığını? Hatta onun da değişim geçirmesini kendi aralarına girmesini her şeyin çalışmak bisküvi ve makinalardan üretimden ibaret olmadığını, duygularını da harekete geçirmesi gerektiğini, onlarında yemeye içmeye ihtiyacı olduğunu, onlarında doyurulması gerektiğini, gel biz e katıl bize hem işe hem söze diyerek o kızı da iknaya çalışıyorlardı. Kısacası kıza onların rolünü oynama teklifi getiriyorlardı. Kendisini örtbas etmesi onların bir parçası olması gerektiğini topluluktaki kızlar gibi hareket etmesini yoksa kendisini anormal karşılayacaklarını söylüyorlardı. ‘’Benim de değişim geçirmem onlar gibi olmamı istiyorlar. Ne onlar şehirler inşa eden müteahhit mi nedir bu?’’ Evet maalesef topluluk kuralları diyorlar. ‘’İyi de ben de istemediğim halde bu toplumun kurallarını uygulayamam ben Seval, Raziye, Gülten ve Halime üzerinde iyi izlenim bırakacağım diye de onlar gibi olamam. Benim derinden hissettiğim duygularım var onlar için kendimi değiştiremem. Bunun için kendime acı çektiremem.’’
        Hep birlikte bir gün onların ısrarlı sabah kahvaltısını kabul ederek yemeğe gittik. Ben onların bulunduğu ortama hayranlık duyduğumu onların arasına katılmak için can attığımı zannediyorlar ama öyle değildi ben hiç onların yaşantılarına özenti veya hayranlık duymuyordum. Benim tek bildiğim ve izlediğim bir yolum var o yolu takip ediyorum. Kendim ancak öyle dengede durabiliyor kendimi koruyabiliyorum. Farklı yöne doğru akan kızları görüyorum mesela benimle aynı fikirde olmayanları Filiz, Neşe, Hülya Firdevs, Nesrin onların içini oynatan şeyin benim içini oynatmaması ve yüz ifademin de bunu en iyi şekilde açıklamış olması o kızlarda o günden sonraki yemek toplantılarında beni çağırmaktan vazgeçmişlerdi.
            Kendimin temsil ettiği edildiği bir grup da yüzeyin altında kaldığımda ezilip büzüldüğümde parçalanmış olduğumda bile beni bir bütün olarak kabul edebilecek bir grup. Coşkuyla katılıyorum bu gruba oturup konuşuyor sohbet ediyorum onlarla, çünkü arkadaş gruplarında mantıklı konuşmak mantıklı düşünmek ve benim de o an neler hissettiklerimi bilmelerini bilmek benden söz ederken de arkamdan da söz ederken de nasıl söz edeceklerini bilmek bunu hissetmek bu da önemlidir. Fabrikada sıkı bir iş gününün ve çalışmanın içinde birbirimize ödünç verdiğimiz bilgiler bir başkasını da ilgilendirmiyor. Hepimiz meşgulüz hepimiz yorgun hepimizin ulaşmak istediği bir hayali var ve hepimizin de önünde yapmamız gereken bir işi var. Bütün emeğimizi gücümüzü önümüzdeki işimizi yapmak için kullanıyoruz.   
         Şimdi ben de bu atmosferden etkilendiğimin bir kanıtı olarak burada o kalabalığın içinde kızlar arasında kendime de bir mum yakarken arkalara atılmış istek temenni ve arzularıma da kavuşmuşken kendi iş önlüğümün ve kızların bana verdiği gücü işte o zaman hissedebiliyorum. Evet her şey elverişli ben de havama girdim yani onların havasına kaç kez onlarla aynı makine da buluştum kaç kez konuştum kaç kez derdimi paylaştım. Bilmiyorum. Kızların arasına girdim. Kendimi ben olmayı da bir kenara bıraktım biz oldum kendimi de anlatmaya tanıtmaya da kalkışmadan. Sohbetlerimizde birbirimize de göndermelerde bulunarak. Bazen de aklımıza geleni öylesine havaya savurarak ama son derece rahatlıkla yapılan konuşmalar konudan konuya geçerken sözler birbiri üzerine atlarken ihtiyacımız olan hız ve sıcaklıkta cümlelerin birbirimizin içine akması duygularımızı eritmesi bazılarını da bir lav olup yakması, kimisinin de havası bulup kendisinde bir hava bulması. Hayır hayır sıkıcı değil sadece birlerce sayfalık bir kitap gibi birbirimizin kitabını da okumak yerine aynı zamanda kendi kitabımızı da okumak, gelen eleştirilere de cevap bulmak. Harika bir kalabalık harika bir kız topluluğu harika kızlarla ortaya çıkan o ara verilmeden yapılan konuşmalar gülüşmeler söyleşiler bakın nasıl da her harf aralığından eğri büğrü dikkatsizce ortalığa savrulan kelimelerden her birinin ulaşmak istediği hayali hayat hikayesi ortaya çıkıyor. Dikkat et şurada lekelenmiş bir yer var hızına ve dikkatsizliğine heva ve heveslerine kendini teslim etme dikkat et, yanarsın kendini feda ettiği şeye dikkat et.  Hayat ince uzun bir tire sen de bir çizgi çek hayatına ve bir başlangıç tarihi belirle sonra bir soru sor kendine sonra ben de varım de sağını ve solunu bildiğin sana değer verildiğini bildiğin arkadaşlarının içinde
           Biraz geç olsa da zamanla ben de anlıyorum çalışma iş ortamı ve arkadaşlığın püf noktalarını ve zamanla ben de onların ritmine giriyorum ve zamanla ben de beynime bazı şeyleri de iknaya kabul ettirmeye çalışıyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder