Farklıyız, üstelik açıklanamayacak kadar da birbirimizden farklıyız. Ama gelin görün ki bu
kapıdan içeri girer girmez üstelik farklı olmayı da umarak ellerini üstünü
başını düzeltme farklı bir bakış açısıyla olayları gözlemleme. Gövde
gösterisine hazırlanma, sesini yükseltme kötülüğe taraf olma. Ama beceremezsiniz
yapamazsınız çünkü burası bir birlik yuvasıdır. Çünkü burada bütün kızlar tek
tip içindedir. Değişik bir hava vermek hayat vermek de boşunadır. Her gün aynı
şeyler küçük değişikliklerle aynı tipler, değişik bir hayat değişik bir yaşam tarzı
da yoktur burada ki kendini farklı kılıp farklı gösteresin. Bir şarkı patlat
sen de öyleyse eskilerden kalma zincire vurulmuş isyankar kadınların
tepinmeleri olsun, o şarkıların nameleri bir erkeğin bir kadına yaptıklarının
kalıntıları izleri olsun. İsyankar tavrınla isyan şarkıları olsun eskilerden
kalma eskimiş küllenmiş bir şarkı sadece.
Oysa yanındaki arkadaşın Gülay muhteşem bir kız ya Hülya o
dilindeki şarkı sen şimdi onların dilindeki şarkılara kulak ver.
Hayır hayır ben inadım siz önce benim şarkılarımı dinleyin.
''Ben kendimin
prensesiyim. Bakın benim hareketlerime genç yaşımla gençliğe özgü
hareketlerimle en büyük şair en büyük modacı en büyük görsel resimlerimle
kendimi dizilerdeki villalara köşklerdeki kızlarla yarıştıran ve oralara layık
gören. Çok da kendimi beğenmiş kendime fiziğime de oldukça fazlaca güvenen
erkeklerin de bana bakarak iç geçirmelerini öyle de arzuluyordum ki belki
sizler tombul kızları daha çok sever bana iskelet gibi de diyebilirsiniz. Ama
kim bilir belki içinizden biri bana merhemini sunar benim gizli kalmış bir
derdime dermanda olabilirsiniz. Ama ben kendimi tek bir erkeğe beyaz atlı
prensime sırf o beni beğensin diye hazırlanıp sokağa çıkıyordum içsel bir arzu
ile hazırlanıyordum. Ne kadar da kendime
hayran ama bir diğer taraftan da ben bu davranışımı onaylamıyorum. Çünkü saatlerce ayna karşısında süslenmeyi
maskara sürmeyi sırf o beğensin diye saçlarımı düzleştirip aksanımı
değiştirmeyi gizlemeyi. Aslında ben çok kötü karakterli bir kızım en küçük
şeyleri sorun eden ceviz kabuğunun içini bile doldurmayan konular üzerinden
kavga eden o çantamın içinde neler gizli neler bir bilseniz ya kafamın içinde
dolaşan gezenleri. O sokaklarda sokak sokak gezen parlak çantalı yüzleri cilalı
kadınlar gibi evin içine pasaktan kirden girilmez öyle de pasaklı ben aynı
zamanda kendini gizleyen kafese tıkılmış bir vahşi kaplanım her an her zaman
saldırabilirim yeter ki bana bir dokunun o bam teline ben asıl dört bir
tarafımda bekçilerimle kendimi zar zor zapt eden bir sinir delisiyim. Manyağım.
Demek istiyorum ki sizlerden daha farklı ve güçlüyüm. Beni uzaktan görünce
imrenir yakınıma gelince uzaklaşmak istersiniz. Sizlerle ben burada bisküviyle
fırın ve makine hızına karşı yarış ederken öyle ya üzerime atılmış her söze dayanamayıp
tek dişi kalmış bir kadına dahi yükselerek kavga edebilirim. Sizler şarkılar
söyleyip birbirinize kuvvetlerinizi verip kendi etrafınızda çelik bir halka
yapmaya çalışırken ben de bir de bakmışsınız ki sizler arasında eriyip tükenip
sizlerden biri oluveririm.
Ama
şimdiden söz verin bana, benden nefret
etmeyeceksiniz. Bana merhamet de etmeyeceksiniz sadece benim yanımda benimle
birlikte yürüyüp günümü güzel geçirmem işin benim üzerimdeki ağırlığını
hissetmeme yardımcı olacaksınız.''
O farklı
kız birkaç gün sonra işe gelip giderken kızlar arasında motifin bir parçası
gibi kıpırtısız duruyordu. Kızın içinde biriktirmiş olduğu sözler birikimler
hepsi havada asılı kaldı o da kızlarla birlikte fırın ateşinde eridi pişti
kıvama geldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder