5 Nisan 2018 Perşembe

HAYAL GÜCÜNÜN ÇILDIRMASI


         Hayal gücünün çıldırması sonucu böyle bir mamulün ortaya çıkmış olması doğru olabilir miydi? Çünkü tüm hammaddeler doğru kullanılmış tek tek seçilmiş gibiydi. Leylakların bahçe çiçeklerin ağzının içine bir bir dökülmesi  dilindeki o kekremsi tadı alıp renkli kelebekler gibi ağzının içinde damağında oraya buraya şuraya lezzetlerini bir bir yerleştirmesi Ve ağzımın içinde o aromalar bir oraya bir buraya kaçışması o  kokunun ve tadın son hazzının zerrelerinin damağımda buluşması. Bütün bunlar tanıtım ve reklam için falan filan gibi basitçe söylenecek şeyler de değildi.
      Nereden geldiğini bilmediği bir fikir fırtınası sonucu bir rüzgar esmiş böyle bir mamul doğmuş. Körpe yavru gibi küçücük bir şey. Fikir sahibi ‘’Birden elimde parladı ve havalandı. İkisi de aynı anda oluştu sanki,’’ Diyor. Tam da tatların birleşenlerinin yoğunluğunu yitirdiği bir anda duygularımda mor sarı mavi renklerin heyecanını yitirdiği bir anda nereden geldiyse bir pencere açılıyor ve fikir doğuyor. Bu bir güzellik adını ne koyarsan koy, ‘’Adını sen koy,’’ ağızları açıkta bırakan bir şey. O özenle serpiştirilmiş lezzet ve tatlar. Sen onu yerken sen değilsin senin havanı dahi düzenleyen seni düzenleyen şey. Oysa sen de onu yerken dişlerinin arasında bir çırpıda koparıp parçalayıp ikiye ayırırsın ki tam o anda içindeki çiçek koku ve dokularının diline değdiğini hissedersin. Cömertçe sunulan bir tat senin havanda gümüş renginden birden maviye dönüşür. Damak tadı da vardı sende ve o tadı damağınla da hissedersin. ‘’Adını sen koy öyleyse, adı ne olmalı?’’ Onu hangi tatla yarıştırmalı?  Ne diye reyonlara koyulmalı? Öylesine dolu dolu söylenmeli ki onu yiyenin hayatı da dünyası da duyguları da ikiye bölünmüş gibi olmalı. O kalbinden fışkıran şeyleri dahi sana söylettiren o içinden geçen gerçekleri hep bu tat ah ‘’Bende.’’ ‘’Bende,’’ demek için.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder