5 Ocak 2018 Cuma

NE KADAR GURURLUYUZ

      ŞERİFE *FATMA                 Hazır önümüzde çalışacağımız ve kendimizi gösterebileceğimiz bir iş varken. Üstelik makinenin başında beşimiz de genciz daha yirmi beşinde bile değiliz. Dışarıda hava güzelmiş mevsim kışmış yağmur çiseliyormuş kadınlar kızlar dışarıda dolaşıyorlarmış, onlar ise hızla önlerine gelen bisküvilere saldırıyorlar, fırının hızına yetişmeye çalışıyorlar. Gençliğin tereddütlerinden belirsizliğinden ve şaşkıncılığından da sıyrılmış olarak doğruca önlerinden akıp giden bisküvilere bakıyorlar. Onları bekleyen makineler bisküviler ve paletlere. Ellerimiz tetikte hazırlıklıyız her boş palet yanaştığında her makinenin bıçağı ağzını açıp kapadığında o bıçak ki çok hızlı bir şekilde ağzını açıp kapatıyor. Her yer hız ve sağlam ayağını yere basan kızlarla dolu. Hepimiz de güzel çalışkan kızlarız ve hepimizin de alnına bu iş yazılmış gibi toplama da ben beslemede Şerife onun yanındaki Fatma tenlerimiz dahi birbirine yakın sıkı fıkı arkadaşız. Farklılıklarımız da var tabi ki o kesin ve keskin bir bıçak gibi bizi birbirimizden ayıran mesela sarı olan Şerife gevrek gevrek güler sarı suratlı elinde de sanırsın ki bisküvi değil küçük küçük ekmek dilimleri taşır öyle de hürmet gösterir elindeki nimete, onun yanındaki Fatma süslü sürmeli onun da üstü örtülü sırları vardır. O beyaz yüzü ve beyaz teni içinde ama her ikisinin de elleri yan yana duruyor bekliyor kıvrım kıvrım akan bisküviler her birinin aralarını da kapatmaya hazır olan işlerinin önünde. 
         Hazır bekliyoruz gelecek günleri gelecek güzel günleri daha güzel günler de gelecek biliyoruz. Her kıştan sonra gelen bahar mevsimi gibi yaz günleri gibi burada iyice soğuğunu almış demlenmiş olarak  stoğumuzda biriktirdiklerimizle kendimize yetiştirdiğimiz meyvelerimizle daha sonra o biriktirdiklerimizle  meyveler toplayacağız. Şimdi meyve yetiştirme biriktirme derdindeyiz. Fırının üzeri sarı sarı yuvarlak bisküvilerle dolu ben onlara ‘’gel,’’ diyorum onlar da bana doğru geliyor.
          Önlüğümüz mavi üzerimiz kolonya kokulu anıtkabir nöbetindeki askerler gibi dimdik işimizin başında ayaküstü nöbetteyiz.
          Bisküvini o güzel kokusunu her yerde her gittiğimiz yere üzerimizde taşıyoruz.
          Daha önümüzde çok uzun bir zaman var dışarıdayız sokaklardayız genciz de, ne yapalım? Diye Şerife sağına soluna bakınarak bana sorduğunda, İsmet Paşa da dolaşalım mı? Biraz temiz hava ve belki kendimiz bir pantolon bakabiliriz. Belki terziye gider önlüğümüzün daralttırabiliriz. Ya da evde kalıp yağmur damlalarının cama vuruşunu seyredebiliriz ya da birlikte batırık yapabiliriz. Hiç kitap okumak kendimiz geliştirmek aklımıza gelmiyor. Durup durup işyerinde yaşadıklarımız birbirimize anlatırken patlattığımız kahkahalar her birimizin bisküviden kendimize taktığımız takıştırdığımız süslediğimiz şeyler takılar eşyalar süslemeler.  Sanki zincirle bağlanmış gibi birbirimize bağlı gizli birlikteliğimiz. Sen sor mesele servis kaçta gelecek sen sormadan onun da dilinin ucunda ağzındaki bakla ayrıca senin serviste yer aramana bile gerek yok o arkadaşın önceden binmiş ve senin yerini ayırtmış bile
        Fatma ‘in aklı hala post makinasına taktığı ve çıkardığı kredi kartında bu günkü yaptığı alışverişlerinde harcamalarında çünkü o da bu gün düğün alışverişi yaptı onun da düğünü yakın.
        Ne tuhaf bize bir şeyler olmuş, her birimiz şeker tabağında misafire sunulan şekerler gibi öbekler halinde iken armudun çöpü üzümün sapı derken her biri işyerinde bir başka yüzde bize bir şeyler olmuş.
         Onları daha önce böyle görmemiştim. Şimdi her şey donuklaştı, her şey sabit.  Fatma evlenecek ama evlenmeleri ertelenmiş, geriye dönülmeyecek bir şeyler olmuş.  Şerife’nin boynundaki yük iki kat daha artırılmış. Artık daha özgürce birlikte takılıp gezemeyeceğiz. Bize bir şeyler olmuş
         Ama sadece işimiz bizim aramızdaki bağı zincirleri koparmamıza engel, o evlerimizde yeni düzenimizde yüklerimiz ağırlaşmadan, kendimiz de yeni bir hayata başlamadan önce nasıl sabitlendiysek buraya aynen öyle devam ettireceğiz. Bu mengenin içine nasıl sıkıştıysak nasıl sıkıştırıldıysak öylede sıkılaşıp sağlamlaşacağız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder