31 Ocak 2018 Çarşamba

GÜNDELİK EKMEK KAVGAMIZ

Servis beklemekteyim, nasılda işe kendimizi mahkum ettiğimizi nasıl da boyun eğdiğimizi düşündüm. Önümde de başka fabrikanın kızları yol boyunca uzanıyordu. Bir fiske ile hemen de sallanıverecek, pantolon paçalarıyla yerleri süpüren, ellerinde simitle direğe dikilen, bir köşeye sinen kendi sesiyle yavaşça cep telefonuna yazılar yazan hanımefendileri, evlerinin kaygıları yüzlerine vuran anneleri gördüm. Çocuklarını şimdiden özleyen anneleri doygunluk ve geçim derdiyle bir türlü bırakamadıkları bırakıp da kaçamadıkları işleri o sınırı da bilmek geçim ekmek kavgası bu kavga içinde çok dirençli olmak, eskiden bekarken bilinmezdi çalışmak nedir? Hemen de karşı koyardı bilmezdi ekmek kavgasını, ayağa fırlayıp istediği yere gitmesini de pekala bilirdi. Ama şimdi geçim onun boynuna da binmişti.

        Şimdi hangi durumunu iyileştirmek için işe gidecekti? Yavanlık ve geçim sıkıntısı var iken o hangi halini düzeltmeye gidecekti? Her ay sonunda iki yakasını bir araya getiremiyordu. Eğer ki bir başka şansı da olsaydı başka bir işe doğru da yelken açardı. Kendini yeniler, yeniden başka bir işe de başlardı. Sanki varoluşundan beri gördüğü duyduğu iş bu işti, o da karşısında dikiliyordu. Burada yükselen iş karşısında da kendisi duruyor bazılarının da ulaşamadığı, ‘’Buna da sırtımı dönersem dayanacağım başka bir dal da yok gözlerimi kapatarak koyunlar gibi onlara özgü bir yürüyüşle ben de bu sürüye dahil olacağım.’’ İnce bacakların adım adım yaklaştıkça işyerine bileğin elinde alışmışken işe, bir şeyler de fışkırır içinden insan doğası olan bir şeyler bir amaç belirlersin kendine o amacın ucundan tutar ilerletirsin kendini ve dahi bazı şeylerinde ucundan tutarak hepsini mantık çerçevesinde de karıştırarak ilerletirsin kendini, birine sevgi, birine nefret duyarak, birinden yorgun diğerinden de haz duyarak. Bedenin yorgunken o yağlı bisküvileri eline aldın ruhunda da ıvır zıvır bir sürü şey biriktirmişken şimdi sap ile samanı dahi birbirine karıştırmadan her birini bir diyara savurduğun düşlemelerinle o bisküvi elinde çiçek olur, çaba ve mücadelenin meyvesi olur, savaştığın şey olur ekmek kavgası olur. Parçalama ve birleştirme sana ait gündelik yaptığın bir şey bu gündelik ekmek kavgası gündelik savaş. Yenilirsek amacımıza ulaşamayız dikkat etmek lazım dağınık duran düşüncelerimizi toparlamak bir düzene sokmak lazım ki önümüze yeşil yollar açılsın yollarımızda dans eden ışıklar saçılsın. Ani bir atarlama öfke hali hayır hayır hepsinin üstünü ört. Seni rahatsız eden bütün duyguların düşüncelerin kelimelerinde üstünü ört ve devam et.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder