Servis
beklemekteyim, nasılda işe kendimizi mahkum ettiğimizi nasıl da boyun eğdiğimizi
düşündüm. Önümde de başka fabrikanın kızları yol boyunca uzanıyordu. Bir fiske
ile hemen de sallanıverecek, pantolon paçalarıyla yerleri süpüren, ellerinde
simitle direğe dikilen, bir köşeye sinen kendi sesiyle yavaşça cep telefonuna
yazılar yazan hanımefendileri, evlerinin kaygıları yüzlerine vuran anneleri gördüm. Çocuklarını şimdiden özleyen anneleri doygunluk ve geçim derdiyle bir
türlü bırakamadıkları bırakıp da kaçamadıkları işleri o sınırı da bilmek geçim
ekmek kavgası bu kavga içinde çok dirençli olmak, eskiden bekarken bilinmezdi
çalışmak nedir? Hemen de karşı koyardı bilmezdi ekmek kavgasını, ayağa fırlayıp
istediği yere gitmesini de pekala bilirdi. Ama şimdi geçim onun boynuna da
binmişti.
Şimdi hangi
durumunu iyileştirmek için işe gidecekti? Yavanlık ve geçim sıkıntısı var iken
o hangi halini düzeltmeye gidecekti? Her ay sonunda iki yakasını bir araya
getiremiyordu. Eğer ki bir başka şansı da olsaydı başka bir işe doğru da yelken
açardı. Kendini yeniler, yeniden başka bir işe de başlardı. Sanki varoluşundan
beri gördüğü duyduğu iş bu işti, o da karşısında dikiliyordu. Burada yükselen iş
karşısında da kendisi duruyor bazılarının da ulaşamadığı, ‘’Buna da sırtımı
dönersem dayanacağım başka bir dal da yok gözlerimi kapatarak koyunlar gibi onlara
özgü bir yürüyüşle ben de bu sürüye dahil olacağım.’’ İnce bacakların adım adım
yaklaştıkça işyerine bileğin elinde alışmışken işe, bir şeyler de fışkırır
içinden insan doğası olan bir şeyler bir amaç belirlersin kendine o amacın
ucundan tutar ilerletirsin kendini ve dahi bazı şeylerinde ucundan tutarak
hepsini mantık çerçevesinde de karıştırarak ilerletirsin kendini, birine sevgi,
birine nefret duyarak, birinden yorgun diğerinden de haz duyarak. Bedenin
yorgunken o yağlı bisküvileri eline aldın ruhunda da ıvır zıvır bir sürü şey
biriktirmişken şimdi sap ile samanı dahi birbirine karıştırmadan her birini bir
diyara savurduğun düşlemelerinle o bisküvi elinde çiçek olur, çaba ve
mücadelenin meyvesi olur, savaştığın şey olur ekmek kavgası olur. Parçalama ve
birleştirme sana ait gündelik yaptığın bir şey bu gündelik ekmek kavgası
gündelik savaş. Yenilirsek amacımıza ulaşamayız dikkat etmek lazım dağınık
duran düşüncelerimizi toparlamak bir düzene sokmak lazım ki önümüze yeşil yollar
açılsın yollarımızda dans eden ışıklar saçılsın. Ani bir atarlama öfke hali hayır
hayır hepsinin üstünü ört. Seni rahatsız eden bütün duyguların düşüncelerin kelimelerinde
üstünü ört ve devam et.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder