Çalışmayanlar
kendini durdurup bekletenler tıkanmış gibiydiler. Onları da işe göndermek her
birini de fabrikanın işçi ordusunun bir neferi yapmak ve birbirlerinin
ellerinde bisküviden köprüler yapmak ve yine birbirlerinin ellerinden tutarak
karşıya geçirmek. Burada çalışan insanlar hepsi bir amaç için çalışıyordu bu
amaç için birbirlerine el veriyorlar ve o köprüyü sağlamlaştırıyorlardı. Orada
işi görünce o işin de kokusunu alınca önceleri boş boş oturuyorlardı boşlukta
can sıkıntısından çılgına dönüyorlardı. Karşı koydukları şey sadece can
sıkıntısı. Şimdi can sıkıntısına da karşı koydukları yok kendilerini ileriye doğru süren ilerleten
işleri sırtlarına binen yükü sorumluluklarını verdiği ağırlığı bile görmüyorlar
gibi gözleri işlerini takip ediyor
elleri de öyle, öfkeli de değiller saldırmıyorlar da gayet sakin bir şekilde
kadın erkek karışık hep birlikte bir işin ucundan tutan çocuklar gibi bazen tek
başlarına bazen de koro halinde şarkılar da söylüyorlar, ilahiler
mırıldanıyorlar o bitmeyen bisküvi toplamama bitirmemek adına ve kendi yollarının
da sonunu görmek adına o sona yaklaşmaya
çalışıyorlar birbirlerinin önlerindeki işi alarak dönüşümlü de çalışarak
birbirlerini ileri doğru ilerletiyorlar.
Büyüklerini en
son ne zaman ziyarete gittiler hatırlamıyorlar bile dışarı gün yüzü görmeden
buralarda tek tip yol üzerinde gidip geliyorlar sanki tek bir beden ya da ruh
adı her neyse kendilerini otomatik bir zamana takılı yapan çekip çeviren onları
sıradaki işlerine yollayan. Gececiler gündüzleri yataklarında dinleniyorlar
gece olunca da tekrar hareketleniyorlar işe geliyorlar. Bu bisküvi bu şehirde
var olduğu sürece gececiler gündüzcüler sözünü hep duyacağız. Sizi gündüz
sokağın gürültüsü uyandırabilir veya üst kattaki çocukların gürültüsü senin
gececi olduğunu fark ettiği an da komşun özür dilemeye gelebilir. Siz olsanız ne
yapardınız kutu kutu evler üst üste binmiş onu o eve oturduğunda gece işine
gitmeyeceğinize veya gürültü çıkartmayacağınıza dair bir vaadiniz bulunmuş
muydunuz? Hayır. Ama bazıları da vardır o sesleri duymazlar görmezden gelirler
onlar hala köprüye takılı kalmışlardır o köprüyü geçene dek başka bir
düşünceleri de yoktur siz asıl onları o zaman göreceksiniz. Bir daha ki sefere
sizinle komşuluk ilişkilerini nasıl değerlendireceğini. Onları unutun ufak tefek şeylerdi diye unutun
onları siz asıl önünüze taş koyanları size set vuranları unutmayın. Çünkü
Allah’ın mizanı var o her şeyi tartar ölçer koyar. Senin yaptığın işi
küçümseyenler beğenmeyenler seni yolundan ala koyanlara karşı onlar ki ileri
çalışan gücü emeğin ve alın terinin
kazandığı helal kazanç karşısında ezilir.
O yarın da gelecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder