9 Ocak 2018 Salı

YILLAR ÖNCE

    Küçük yürekli çocuklar ayarsız giden bir çocukluk çağında koşarlarken düşerlerken yapa yalnız duygularla ve hayallerine de sırtlarını dönerek ayarsız giden geçimlerine ve gidişata bir dur demek için bisküvi toplamaya gönderildiler. Aynı mahalleden üç beş küçük kız çocuğu, yan yana evlerindeki ocağa çıra olmaya o ateşi tutuşturmaya rızalı imiş gibi gönderilen küçük kızlar,
        Yapayalnızken.
        İşte o kendine güvensiz kız işyerinde takım ruhu ile çalıştığı arkadaşları arasında  kendine güveni kazanmış işini de öğrenmişti. Önce servislere doluşuyorduk sonra bir binanın  içine doluşuyorduk. Bisküvi toplamaya gidiyorduk. Üzgün ve kederli değil sevinçle gidiyorduk. Bir makinenin kızları grup halinde Selma, Ayşe, Fadime, Sevim Gülhan ve ben bir gün önce işsizken garip iken şimdi aynı yolda aynı işte ve kendime güvenle aynı yolun yolcularıyız. Altı kız çalışma ve para kazanmaya ailelerimize yardıma ant içmiş kendilerine olan güven ve inançla bisküvi yollarındayız.  
        Fabrikaya girmeden önce param yoktu pulum yoktu. Çalıştım bir ay boyunca da yoktu. Bir ay sonra ama olacaktı.  İşe gitmek için herkes için bir zaman vardır. Bizim yaşımız küçük fakat işe gitmek için zamanı gelmişti. İşe gitmemiz gerekiyordu bu ailelerimizin verdiği bir karardı.
       Belki evin en büyük çocuğu olduğum için bedel ödüyordum belki de fakirliğin bedelini bana ödetiyorlardı. Bir de neden ben? Neden? Diye sorsaydım üstüne bir de azar işitirdim, o yüzden sormadım. Gitmem işe gitmem gerekti gittim. On üç yaşımı bile sorgulamadan gittim. 
        On üç yaş yeterli mi çalışmak için yeterliymiş. Sormak bile anlamsızmış.
       Sen de servise bin ve işe git ve çikolata bisküvi yemenin tadını çıkar. O coşkuyla ne var bisküvi fabrikaları hemen şuracıkta yanı başımızda


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder