4 Ocak 2018 Perşembe

ÇİÇEKLER AÇIYOR

     Kızların gönüllerin de çiçekler açıyor kalpleri ferahlıyor. Üzerlerindeki baskı yok oluyor kayboluyor. Bütün engelleri kaldıran onlara çalışma şevki gücü veren işleri, işyerleri. Bir karabasan bir kaos gibi önleri karanlıktı önlerini göremiyorlardı hayatlarına bu işyerleri bir düzen getirdi. Kendileri de bıçak gibi keskinleşti. Giyimleri tek tip olmuş tek tip iş kıyafeti. Saçlarını eskisi gibi gösteremiyor kızlar fakat kendilerinde bir güven var kendilerini beğenmişliklerinden de değil bir hava var üzerilerinde Terbiyeli bir hava sadece kendilerini göstermek ‘’Ben de varım buradayım,’’ demek için çünkü kızlar geçmişlerine gelenekleri de bağlılar. Onlar sadece oyunun bir parçası, çalışma oyunun, onlar hayatın da bir parçası arkadaşı nasıl davranıyorsa kendisi de öyle davranıyor. O sakız çiğniyorsa o da çiğniyor o cep telefonunda selfi çekiyor yediğini içtiğini gezdiği yerleri facede paylaşıyorsa o da paylaşıyor. Ama davranışta her benzetme de aynı izi taşımıyor bazıları beceremiyorlar çok gösteriş ve özentili davrandıklarını hissettiriyorlar.
         İşçi kızlar iş arkadaşlarıyla dışarıda da bir araya geliyorlar. Her biri birbirinin yansıması şeklinde benim en sevdiğim arkadaşım Meryem onunla sokağa çıktığımda kendimi taçlandırıyorum. Bu buluşma, çünkü işyerlerinde bizler birbirlerine saldırırken, iş bize saldırırken şimdi dışarıda sanki hiç o işleri bizler görmemiş hiç çavuşun veya amirin azarını işitmemiş gibi havalı, kendimizle barışık, ağırbaşlı ve güvenli görünüyoruz. Gençliğin verdiği bir hevesle her ikimiz de uçmaya kanatlanmaya istekli her ikimiz de aynı şarkıyı söylerken aslında her birimizde kendimize özgü kendi şarkısını söyleyen sesler çıkartıyoruz. Yine gençliğe özgü acımasız ve vahşi bencilce isteklerimizle hayattan beklentilerimizle kendimizi çatlatana kadar bağrımızda ne varsa salına salına döktürüyoruz farkına bile varmadığımız o ayak seslerimizle.
        Meryem nişanlandı. O makinenin başında nişanlısından, yatak odası döşemelerinden, tüylü simli parlak gece elbiselerinden bahsetmeye başladı.  Her genç kızın rüyası hayata yeni atılmış acemi çaylakların pek çok sevdiği özendiği ve başkalarının anlatımlarıyla deneyimleriyle de kendi hayallerini süslediği şarkılar. Olsun yine de biz iki arkadaşız bir araya geldiğimiz aynı ortamlarda farklı şeylere de ilgi duyabileceğimizi ve konuşabileceğimizi de ispatlıyoruz. Farklı şeylere ilgi duymak ve konuşmak bitmeyen zaman dilimi içinde, bitmeyen bisküvi önünde, o gidiş gelişlerin içinde zamanı dağıtıp, bizi rahatsız eden, kapatan, hapis eden, o kalın duvarlarla örülü büyük evin içinde. Sürekli açık tuttuğumuz gönül kapılarını, bizi çeşitli kışkırtmalarla baştan çıkarmaya çalıştığı özgüvenimizi aşağılayıp yaralayan sorumlularla, kendi iç dünyamıza kendi gönlümüz içine sokulurken burada yan yana otururken,  yan yana bisküvi toplarken birbirimizi seviyor ve birbirimizden duymak istediğimiz sözcükleri birbirimize fısıldıyoruz. Haydi sizde yanı başınızda oturan iş arkadaşınızla kendinizi içinizde bulunduğunuz karanlıktan aydınlığa çıkarın. Haydi gelin hiç esirgemeden birbirinize gücünüzü verin ellerinizi birbirinize ve aklınızda ne varsa söyleyin birbirinize yalnızlığınıza olan hazırlığınız bitsin, gizli saklı ne varsa kaçamak günler yapılan itiraflar coşkulu neşeli anlar. Sımsıkı sarılmış yumaklar gibi iplikler çekin birbirinizden anılarımızı hatırlatın anlatın. Dünü bu günü geleceği,
       Bu köprünün altından ne sular geçti. O köprüyü geçtikten sonra işin üzerimizdeki ağırlığı kalktıktan sonra sanki etimiz dahi değişmiş gibi bambaşka bir kılıfta bambaşka bir elbise içinde. Balkonda asılı havalanan önlükler arasında rüzgarın dahi getirdiği kokular. Öncelerinin mutfak işçisi şimdi evinin hanımefendisi kendini büyütmüş bir aslan edasıyla ellerim de bir yığın gümüş artık ellerime de üflemiyorum bak bir üst kata çıkıyorum bak sen de isyancı olma o ağacın altında o ağaç sayesinde ben şimdi ellerimi yukarı kaldırıyorum daldan meyveler topluyorum. Güneşin ısıttığı taşlara oturuyorum mavi gökyüzünü bazen denizi seyrediyorum. Geçmişin anılarının aklıma gelenleriyle hafızamın süpürüp getirdikleriyle bir masanın ucunda yazılar yazıyorum sizlerle paylaşıyorum.
            Seni seviyorum Meryem



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder