26 Şubat 2018 Pazartesi

İŞE BAŞLAYACAĞIM


                                                              
            Evet, yarın işe başlayacağım. Sabah erkenden saat altıda kalkmam gerek. İçim neşe dolu işe başlamayı istemek çalışma şevki ile dopdolu içim. Oğluma bir şeyler alabileceğim. Yeni koltuk kanepe eski perdelerimi de değiştireceğim. Karanlıkta herkes uyurken de ben işe gideceğim. Bir günlük yevmiye kazanmak için tekkeyi bekleyeceğim.  Bisküviye soğutma bandı üzerinde iken ilk ben dokunacağım. Çocukluğumdan beri özlemle tattığım tatları orada ayrı ayrı tadacağım. Tatlı tuzlu. Peki bir işten beklentilerin bu kadar mı? Senin iş denince aklına gelen, anladığın şeyler?  Bak sevincime gölge düşürme yaşadığım ana, çalışmak zorunda olduğumu biliyorsun. Hayatta kalabilmek bazı şeyleri de alabilmek için bazısını da bırak içimde kalsın. Yüreklendir beni hassas duygularımı uyarma, uyandırma. Dudaklarımda işe başlayacak olmanın verdiği sırıtışı durutma. Bırak duygularımı, makinelerin çarkı nasıl döndürüyorsa bu devranı beni de döndürsün. İşi bana sevdirsin. İşin kasvetli yorucu havasını bana getirme duygularımın yaydığı hava şu an bana enerji veriyor. Keyfimi kaçırma bırak içimdeki duygularım çocukluğumun özlediği tatların isimlerini bana söylesin.  İşe odaklanmışım oraya sabit, çalışma gücüme de inanıyorum.  Çünkü annem de çalışkandı. Onunda gençliğinden bisküvi fabrikası ve arkadaşları ile ilgili resimleri var. Ordu gibiler kalabalıklar, yolumu kesme beni caydırma, o iş ki bize armağan.
         Bu iş sanki yıllardır gözlemlediği yoluna hasret çektiği bir işmiş gibi birden de öyle göründü gözüne. Her şey iyi olacak biliyorum. Sabah sabah çorabı ters mi düz mü giydim? Derken hayat bir ilmek de ben atacağım. Sabırsızca acelece de giyeceğim o çorabı. Sabah işten gelince de gözlerim tıpkı bir lamba gibi parlayacak gecenin floresan lambasının ışığı gecenin uykusuzluğu yorgunluğu gözlerimi öyle yapacak.
      Üstelik işe gitmeden neden işi düşlüyorum biliyor musun? Kendimi işe hazırlamak için, bir de işe gitmek istemeyenlere neşe ve eğlence olsun diye.  O beklemedekiler de organizede sağlı sollu duran fabrikalara gelsinler diye. Herhalde onlarda benim gibi sıkıntıdan patlıyorlardır. Hayatları dağınık parça parça bir yığın eski defterleri de karıştırıp karıştırıp birbirlerine anlatıyorlar. Peki onlara bir tas tuzlu çorba ile biraz da tütünü kim verecek? Bir ay çalış kazan. Bir aylık bir sürede öyle uzun sürmez üstelik ay dediğin nedir ki hemen de gelir. Senin korktuğun gözünde uzattığın bir ay. Karaman kırının tepesinde kurulmuş olan bu fabrikalar ki içine tıkılmış o kadar insan da nasıl dayanırsa sen de dayanacaksın. Bir mektup bir haber bir koku getirmez mi sana yanı başındaki komşun? Üstelik görüşebileceğin konuşabileceğin hemen de karşı komşun. Hele bir de evliysen çocuklarında varsa üstelik karnınız aç çocuklar da istemezler mi? İstekleri de hiç bitmez. Bir de hastalandılar mı? Bilmem bilemem. Öyle çaresiz düşünmektense uzayan kol bizden olsun der kolumu kınından çıkartırım. Çalışırım. Bir ay boyunca da çalışır evimdeki o kasvetli havayı da dağıtırım. Gelecekte bir gün gelecek. O kasvetli hava o kötü günlerin cama vuruşu, fırtına öncesi sessizlik bütün bunları görmektense kuşlar gibi kanat çırpar gözlerimi lambanın feriyle açarım. Henüz yaşımda daha genç iken ayaklarımda yere basıyor iken. Denize düşen yılana sarılır da derim. Bak bu cümleyi de söylerim. Burnumun dikine dikine gitmektense, artık ben çalışmam işe gitmem de demem. Ben de bu denizin dalgalarına kapılıp ben de o denizde yüzeceğim. Bisküvi toplayacağım düşman çatlatacağım. Ben işe başlayacağım. Çalışacağım. Bu bir çarpışma bazılarının burnunun dibindedir o koku burunlarını dahi kaldırıp o kokuyu koklamazlar. Bazılarının ellerini uzatınca yakalayacakları uzaklıktadır o balık gibi ellerini uzatmazlar. Sorarım sizlere kızlar siz nasıl başardınız da o işlere başladınız?  Kızlar hep birlikte gönüllü olarak koro halinde bildik ses tonuyla ''Gel bize katıl bize hem oyuna hem söze, gel bizimle seni de götürelim.'' Dediler. Kuzeyden esen rüzgar sen sadece kollarını aç ve o işin seni kucaklamasına izin ver.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder