Ancak pek az insan bu değerin farkına varır. Sadece yer geçer gider.
Doğal ve kaba olarak olay budur. Ne var ki yemek mi önemlidir? Yoksa o
yediğinden tat almak haz almak mı önemlidir? O tada düşkün olmak hemen de raflardan bulup
almak önemsiz bir eylem midir? Öylesine sizin açlığınızı yatıştırmak adına.
Eğer ki bir tat sizi alıp başka diyarlara taşımıyorsa sadece yeme dürtünüzü
kamçılıyorsa o tadı eleştirin. Çünkü o tat yemekten başka duygulara da
değinmemiş.
Aslında o yeme anı duygulara kattığı şey onu yemekten de önemlidir. O an ki o an çok önemlidir. Her yer de çok az göze çarpan bir değer farklılığı bu bakımdan bir tadı alıp yerken dış görünüşe de bakarak değil sizin o anki duygularınız değiştirip değiştirmediğine de bakın. Zihninizde bazı şeyleri de değiştirip değiştirmediğine sizi eski halinizden alıp güzelleştirdiğine dünyaya bakış açınızı bile değiştirebileceğinize buna bir katkısı oluyor mu? Ona bakın. Tabi ki her şey tam o tadı damağınıza götürdüğünüz an zihninizin bir kurmacası oluyordu.
Eleştirdiğiniz tadı başka tatlarla
karşılaştırmadan o tat hakkında kehanette bulunmak o an eski üretilmiş tatları
da düşünürken onlar için söylenen sözlere da kulak vermek gerekir. Bazıları da
birbirine saldıran tatlar değil birbirine benzer tatlar niteliğindedir. Buda
sadece rekabet piyasasında karşı gelmek değil kabullenmek demektir.
Hammaddeleri gereği her biri birbirinin aynısı hangisinin olduğu önemli değil
fakat özünde aynı olsa da mutlak tadında bir fark bulunurdu. Onu yediği an
kendisi değil bir başkası olduğunu da düşündürürdü. Onun özünde sanki kendisini
bulurdu. Özünde o kakao tozlarının zerrelerinden meyve tozlarından o el değmemiş
aromatik kokularında getirdiği egzotik havayı koklar kendini de sağa sola
dağılmış ezilmiş yumuşamış bir şekle getirir öyle de düşündürürdü. Çikolatalı
ürünlerin özü aynı olmakla birlikte geçirdikleri başkalaşım değişim yenilikçi
fikirlerle onu yiyenin de şekli değiştirirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder